Yazar: Andre Maurois
Eserin Adı: İklimler
Tercüman: Tahsin Yücel
Basım: 9.Basım
Yayınevi: Helikopter
Yayın Yeri: İstanbul
Yayın Yılı: 2017
Sayfa Sayısı: 204
ANDRE MAUROIS KİMDİR?
Asıl adı ‘‘Émile Salomon Wilhelm Herzog’’ olan Andre Maurois, Fransız roman, hikâye, deneme, biyografi ve tarih yazarıdır. 26 Temmuz 1885’te Fransa’nın Normandiya bölgesi, Elbeuf kasabasında, Yahudi asıllı zengin bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya gelir. Yazarı edebiyat ile annesi tanıştırır. Sekiz yaşında Elbeuf’de ilkokula, Petit Lycée’ye başlar. Bu okulda tanıdığı öğretmeni Monsieur Kittel, yazarlık kariyerinde etkili olmuştur. Öğretmenlerinin de teşvikiyle André Maurois ilk yazısını henüz 12 yaşındayken yazar. Dört yılın sonunda ilkokulu başarı ile bitiren André Maurois, Ortaokul öğrenimine devam etmek için Elbeuf’ten Rouen’e gelir. 1898 yılında ise Lycée Corneille’e başlar. Bu dönem edebi gelişimi üzerinde etkili olmuştur. 1901 yılında, dönemin ünlü filozoflarından Alain ile tanışır. Bu tanışmanın yazarın edebi dünyasına önemli katkıları olmuştur. Liseden üstün başarı ile mezun olan yazar, Sorbonne ve Caen Üniversitelerinde eğitim görmeye hak kazanır. André Maurois, Alain’in de etkisi ile öncelikle Caen Üniversitesi’nde Filoloji ve Felsefe diplomasını alır. 1903’te askeri görevini yerine getirmek için Rouen Bölüğü’nde 1 yıl geçirir. Askerliğinin bitmesi üzerine aile fabrikasına en alt basamaktan başlamak üzere girer. 1909 yılında André Maurois, Janine de Szymkiewic’e âşık olur ve birtakım zorluklara rağmen onunla evlenir. Bir süre sonra aralarındaki uyuşmazlıklar artar ve Birinci Dünya Savaşı’nın çıkması ile ayrılmanın eşiğine gelirler. 1914’te kızları Michelle dünyaya gelir ve André Maurois kızının doğumundan 3 ay sonra İngiliz ordusuna çevirmen olarak girer. 1918 yılında ilk kitabı olan Cephe Sohbetleri’ni yayınlar. Kitabın yayınlandığı tarihlerde orduda görev yaptığı için kendi adını kullanamaz. Bunun üzerine savaşta hayatını kaybeden kuzeni André’nin adını ismi olarak, bölüğünün yakınında bulunan Maurois köyünün adını da soyadı olarak alır. André Maurois ismini edebiyat yaşantısı boyunca takma ad olarak kullanır. 1924 yılında, eşi Janine de Szymkiewic’i kaybeder. André Maurois, eşinin ölümü üzerine fabrikadaki işini bırakarak edebiyat çevresi ile iç içe olmak amacıyla Paris’e yerleşir. Burada, edebiyatçı kitlesini buluşturan yemeklerin birinde ikinci eşi olacak Simone de Caillavet ile tanışır. Çift, 6 Eylül 1926’da evlenir. Simone de Caillavet ile evlenmesi ve entelektüel birliktelikleri André Maurois’nın en verimli dönemlerini yaşamasına imkân tanır. Bu üretken dönemde eşi ile farklı ülkelere seyahat ederek Cambrigde ve Oxford Üniversiteleri de dâhil olmak üzere çeşitli üniversitelerde ders verir. Yazara Edinburg, Oxford, Saint-Andrew üniversiteleri tarafından doktorluk unvanı verilir. 1928-1930 yılları arasında biyografisini yazdığı Lord Byron ile ilgili İstanbul da dahil olmak üzere çeşitli kentlerde ders verir. Bütün bu eserlerin yanı sıra haftalık tiyatro dergilerinde yazıları çıkar ve film eleştirmenliği yapar, ileriki yıllarda (1951) Cannes Film Festivalinde jürilikte bulunur. 1939 yılında çok önem verdiği Fransız Akademisi’ne (Académie Française) seçilir. 1939 yılında II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi ile André Maurois yazarlığını ve edebi kişiliğini Fransa ve savaş hakkında halkı bilinçlendirmek üzere kullanır. Fransa Dış İşleri Bakanlığı André Maurois’nın yahudi kökenli oluşunu ve Naziler aleyhine yazdıklarını göz önünde bulundurarak Fransa’ya ardından da Boston’a gönderir. André Maurois savaş süresince ülkesine dönemez. 1944 yılında Nazilerin Paris’ten çekilmesi üzere ülkesine geri döner ancak ne evini, ne çalışma odasını bıraktığı gibi bulur. Yazarın Naziler tarafından kullanılan Paris’teki dairesinde çok emek vererek oluşturduğu ve birçok metnin orijinalini barındıran kütüphanesi yakılmıştır. Eşi Simone de Caivallet ile birlikte 5 yıl süren bir çalışma sayesinde benzer bir kütüphane oluşturur. Ölümünün, onu bir cümlenin ortasındayken bulmasını isteyen yazar, 8 Ekim 1967’de boğulma geçirerek vefat eder.
YAZARIN TÜM ESERLERİ
Biyografik Eserleri
Adı Ben Olan bir Arkadaşın Portresi (Portrait D’un Ami qui S’appelait Moi), Ariel veya Shelley’in Hayatı (Ariel ou La Vie de Shelley), Don Juan veya Bryon’un Hayatı (Don Juan ou La Vie de Bryon), Turgenev (Tourguéniev), Lyautey (Lyautey), Volter (Voltaire), René veya Chateaubriand’ın Hayatı (René ou La Vie de Cateaubriand), Marcel Proust Arayışında (A La Recherche de Marcel Proust), Lelia veya George Sand’ın Hayatı (Lélia ou La Vie de George Sand), Olympio veya Victor Hugo’nun Hayatı (Olympio ou La Vie de Victor Hugo), Robert ve Elizabeth Browning (Robert et Elizabeth Browning), Üç Dumas’lar (Les Trois Dumas), Sir Alexander Fleming’in Hayatı (La Vie de Sir Alexander Fleming), Adrienne veya Madame de LaFayette’in Hayatı (Adrienne ou La Vie de Madame de LaFayette), Prometheus veya Balzac’ın Hayatı (Prométhée ou La Vie de Balzac), Byron ve Kadınlar (Byron et Les femmes), Umutlar ve Hatıralar (Espoirs et Souvenirs), Franklin (Franklin), Alain (Alain), Örnek Alınacak Hayatlar (Destins Exemplaires), Marcel Proust’un Dünyası (Le Monde de Marcel Proust), Anılar (Mémoires), Anılar II (Mémoires), Napolyon (Napléoon).
Tarih Araştırmaları
VII. Edward ve Devri (Edouard VII et Son Temps), Bilinmeyen Amerika (L’Amerique İnattendue), Proust ve Ruskin (Proust et Ruskin), 1939 Savaşının Kökleri (Les Origines de La Guerre de 1939), Fransa’da Trajedi (Tragédie en France), Çehre Değiştiren Fransa (La France Change de Visage), Almanya Tarihi (Histoire d’Allemagne), Amerika Üzerine Çalışmalar (Etudes Américaines), İngiltere Tarihi (Histoire d’Angleterre), Birleşik Devletler Tarihi (Histoire d’Etats- Unis), Fransa Tarihi (Histoire de la France).
Denemeleri
Emir Verme Üzerine Söyleşiler (Dialogues Sur Le Commandement), Yaşama Sanatı (Un Art de Vivre), Dickens Üzerine bir Deneme (Un Essai Sur Dickens), Söyleşi (La Conversation), Hayalciler ve Mantıkçılar (Magiciens et Logiciens), Neye İnanıyorum (Ce que Je Crois), Mutlu Evlilik için bir Ders (Cours de Bonheur Conjugal), Fransa’nın ve Fransızların Portresi (Portrait de La France et Des Français), Başlangıçta Hareket Vardı (Au commencement Était L’action), Gençlere Açık Mektup (Lettre Ouverte a Un Jeune Homme), Mutluluğun İçgüdüsü (L’Instinct du Bonheur).
Turistik Amaçlı Eserleri
Rouen (Rouen), Amerikan Şantiyeleri (Chantiers Américains), Malta (Malte), Birleşik Devletlere Giden Genç bir Fransız’a Tavsiyeler (Conseils a Un Jeune Français Partant Pour Les Etats-Unis), Hollanda (Hollande), Périgord (Périgord), Paris (Paris), İngiltere’ye Giden Genç bir Fransız’a Tavsiyeler (Conseils a Un Jeune Français Partant Pour L’Angleterre).
Edebî İncelemeleri
İngilizce Üzerine Araştırmalar (Etudes Anglaises), Biyografinin Özellikleri (Aspects de La Biographie), Edebiyat Çalışmaları / Cilt 1 (Etudes Litteraires/Vol 1), Edebiyat Çalışmaları / Cilt 2(Etudes Litteraires /Vol 2), Proust’tan Camus’ye (De Proust à Camus), Gide’den Sartre’a (De Gide à Sartre).
Romanları
Cehpe Sohbetleri (Les Silences du Colonel Bramble), Ne İyi ne Kötü (Ni Ange Ni Bete), Doktor O’ Grady ile Söyleşiler (Les Discours du Docteur O’Grady), Bernard Quesnay (Bernard Quesnay), İklimler (Climats), Aile Çevresi (Le Cercle de Famille), Sevememek (Terre Promise), Doktor O’Grady’nin Yeni Söyleşileri (Nouveaux Discours du Docteur O’Grady), Sonbahar Gülleri (Les Roses de Septembre), Ruh Terzisi (Le Peseur d’Ames).
Çocuk Kitapları
Şişkolar ve Sıskalar (Patapoufs et Filifers), Düşünceleri Okuyan Makine (La Machine a Lire Les Pensées).
Hikâyeleri
İlk Hikayeler (Premiers Contes), Beklenmeyen Başa Gelir (Toujours l’Inattendue Arrive), Yalnız Piyano İçin (Pour Piano Seul), Le Coté de Chelsea (Chelsea Yolu), Les Mondes İmaginaires (Hayali Dünyalar), Choses Nues (Açık Gerçekler)
Türkçe’ye Çevrilen Eserleri
Cephe Sohbetleri (Les Silences du Colonel Bramble) – 1918, İklimler (Climats) – 1928, Ruh terazisi (La Peseur d’ames)- 1931, Aile Çevresi (Le Cercle de Famille)- 1932, Yaşamak Sanatı (Un Art de Vivre), Sevememek (Terre Promise)- 1944, Fransa Tarihi (Histoire de la France)- 1947, Sonbahar Gülleri (Les Roses de septembre), Amerika (HistoiredesEtats-unis)
ESERİN İÇİNDEKİLER
Kitab, Andre Maurois’in kalemini etkileyen hocası Alain’in şu sözleri ile başlar:
“Sonsuz olanı buradan başka yerde ararız her zaman; her zaman varlığın bakışını şimdiki durumdan ve şimdiki görünüşten başka şeye yöneltiriz; ya da sanki her ân ölmek ve yeniden yaşamak değilmiş gibi; ölümü bekleriz. Her ân yeni bir hayat sunulur bize. Bugün, şimdi, hemen, tutabileceğimiz tek şey budur.’’
Eser, iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Phillipe, çocukluk yıllarından başlayarak hayatını ve iç dünyasını bir mektup ile İsabelle’e anlatmaktadır. İkinci bölüm ise İsabelle’in yazdığı mektup ile devam etmektedir.
ESERİN KONUSU
Kitab, Phillipe’in çocukluk yıllarını anlatması ile başlar. Phillippe, geleneklerine sıkı sıkıya bağlı fabrikatör bir ailenin tek çocuğudur. Çok kitap okuyan Phillippe, lise yıllarında, okuduklarının da etkisiyle, “Amazon” adını verdiği hayali bir kadını sever ve hayatına giren tüm kadınlarda onu arar. Phillippe, aradığı aşkı İtalya’da bulmuştur. Odile, Phillippe’in aksine serbest yetiştirilmiş, özgürlüğüne düşkün bir kadındır, bu yüzden de Phillippe’in ailesi bu evliliği istemezler. Cora teyzenin de baskısıyla evliliğe razı olurlar. Odile ve Phillippe, kısa sürede evlenirler. Phillippe her geçen gün karısına biraz daha âşık olmaktadır. Odile’in aklından geçenlere varıncaya kadar onunla ilgili her şeyi bilmek istemektedir. Git gide kıskanç ve kuşkucu bir adama dönüşür. Odile bu durumdan fazlasıyla rahatsızdır. Tek başına tatile çıkmak ister. Phillippe izin verir ama ona güvenemez, kuşkularına yenilir ve peşinden gider. Böylece aralarındaki güven tamamen bitmiştir. Odile, François ile tanışır ve onunla ilgilenmeye başlar. François, Odile gibi özgürlüğüne düşkün aynı zamanda çapkın bir denizcidir. Sık sık görüşmeye buluşmaya başlarlar. Bu durumun farkında olan Phillippe, Odile’i kaybetmekten korktuğu için onu suçlayamaz bile. Hatta, François ile buluşacaklarını içten içe bilmesine rağmen Odile’in tekrar tek başına tatile çıkmasına razı olur. Odile’in yokluğunu fırsat bilen Misa, Phillippe’e Odile ile François’in aylardır beraber olduklarını söyler. Bunun üzerine Phillippe, Odile’i, Odile’in en yakın arkadaşı Misa ile aldatır. Odile tatilden dönünce, Phillippe ona Misa’dan duyduklarını söyler ve hesap sorar. Odile başta yalanlar ama daha sonra kendisi itiraf eder ve boşanmak ister. Phillippe boşanmak istemese de razı olur ve boşanırlar. Uzun süre acı çeken Phillippe, bir yıl sonra Odile ile François’in evlendikleri haberini alır. Bu haberden kısa bir süre sonra da Odile’in intihar ettiğini öğrenir.
İkinci bölüm ise, İsabelle’in çocukluğunu anlatması ile başlar. Phillippe ile benzer bir aileye sahip olan İsabelle, disiplinle, mutsuz ve yalnız bir çocukluk geçirmiştir. Annesi tarafından sevilmemiş ve sürekli aşağılanmıştır. Öyle ki ilerde onu seven adamların sevgisine dahi inanamamıştır. Savaşı fırsat bilerek ailesinden uzaklaşan İsabelle, bir hastanede hastabakıcı olarak çalışmaya başlar. Hastanede Phillippe’in kuzeni Renee ile tanışır. Renee sayesinde de Phillipe ile tanışır ve ona aşık olur. Her gün görüşmeye başlayan ikili kısa süre sonra evlenir. Isabelle, tüm hayatını âşık olduğu adama adar. Onun mutluluğu için her türlü fedakârlığı büyük bir mutlulukla yapar ama bu durum Phillippe’i sıkar. Phillippe, başka kadınlarla tanışıp arkadaşlık kurmaya başlar. Isabelle’in kıskançlığı ve kuşkuları gittikçe artmaktadır. Beraber vakit geçirmek için tatile çıkmalarını ister. Phillippe bu tatile ilgisini çeken bir kadını ve eşini de davet eder ve tatil boyunca Solange ile ilgilenir. Isabelle, kıskançlıktan dolayı çok fazla acı çekmektir. Bu sırada hamile olduğunu öğrenir. Phillippe ise iş için Amerika’ya seyahat etmelidir ve Isabelle’i götüremez. Dönüşte Isabelle’i değişmiş bulur. Bir erkekle görüştüğünden şüphelenir ve çok üzülür. Isabelle ile daha fazla ilgilenmeye, onu yalnız bırakmamaya başlar. Bu durum Isabelle’in hoşuna gitse de Phillippe’i daha fazla üzmek istemez ve eski haline geri döner. Bir oğulları olur ama Phillippe, ne oğluyla ne de eşiyle ilgilenir, Solange’un başka birini sevdiğini öğrenmiştir ve bu yüzden çok üzgündür. Durumun farkında olan Isabelle de üzgündür. Phillippe’e üzüntüsünü unutturmak ve birlikte güzel vakit geçirmek için tatile çıkarlar. Tatil iyi gelmiştir, aralarında farklı bir bağ oluşur. Tatilin ilerleyen günlerinde Phillippe hastalanır ve ölür.
ESERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Kitab, tutkulu bir bağlılık gereksinimini hayatı boyunca farklı kişilere yönelten Phillippe üzerinden; okuru, aşk ve evlilik üzerine derin düşüncelere sürüklüyor. Phillippe ile birlikte bir erkeğin; çocukluktan itibaren ölümüne kadar, kadına ve kadınla birlikte aşka, nihayetinde de evliliğe bakışına şahit oluyoruz. Kadının ve erkeğin birbirlerine tesirlerini ve sürekli değişen, kah fırtınalı kah dingin iklimlerini görüyoruz. Kitab, benzerleri gibi yalnızca basit bir aşk romanı değil, psikolojik ve felsefi tespitleriyle okunabilecek başarılı bir psikanaliz metni…
ESERDEN İŞARETLEMELER
“Erkeklerin beğenileri, hayatlarından gelip geçmiş kadınların bulanık, birbirine karışmış imgelerini sakladığı gibi, kadınların kafası da kendilerini sevmiş olan erkeklerin birbiri ardından getirdiği tortulardan oluşmuştur, çoğu zaman bir kadının bize çektirdiği korkunç acılar, başka birinde uyandırdığımız aşkın dolaylı yıkımının nedeni olur.” (s. 15-16)
“Bilinmedik bir öz, kendimizi durmuş oturmuş bir kimyasal bileşime dönüştürmemiz için oluşumumuzda eksik olan bir öz çıkarırlar da ondan severiz insanları. Odile’den daha güzel kadın tanımadıysam da daha göz kamaştırıcı, daha akıllı kadınlar tanımıştım, hiçbiri dünyayı böylesine ellerimin altına getirememişlerdi.” (s. 22)
“Çok bağlıydık birbirimize, sevgi doluyduk, ama bugün sizinle içtenlikle konuşmak istediğime göre, açıkça söylemeliyim: Ortak yaşamımızın daha ikinci ayında, gerçek Odile’in benim sevdiğim Odile olmadığını biliyordum. Şimdi tanıdığım Odile’i daha az sevmiyordum, ama tümden farklı bir aşkla seviyordum. Floransa’da, Amazon’u bulduğumu sanmıştım; kendi özümden masalsı ve kusursuz bir Odile yaratmıştım. Yanılmışım. Odile Fildişi ile ay ışığından yapılmış bir tanrıça değildi; bir kadındı; benim gibi, sizin gibi, bütün o mutsuz insan soyu gibi, bölünmüş ve çok yanlıydı.” (s. 32)
“Ne diye bir başkasını değil de onu seviyorum? Diyordum kendi kendime. Güzel diye mi? Evet, ama ondan başka güzel yüzlü olanlar, ondan çok daha akıllı olanlar da yok değil. Büyük kusurları var Odile’in. Doğruyu söylemez; bu da dünyada en nefret ettiğim şey. Öyleyse? Kurtulamaz mıyım, silkeleyemez miyim zincirimi? Sonra başlıyordum yinelemeye: Sevmiyorum onu, sevmiyorum, sevmiyorum. Ama bunun yanlış olduğunu, nedenini anlayamasam bile, onu her zamaninden de fazla sevdiğimi biliyordum.” (s. 72)
“Oysa tüm bunları alıkoymam öylesine kolayken ne kadar az şey vermiştim. Beğenilerini anlamaya çalışacak yerde, suçlamıştım; ona kendi beğenilerimi zorla benimsetmek istemiştim.” (s. 90)
“Uzaklık ya da ölüm, kuşku ya da ihanetten daha az zarar verir aşka.” (s. 164)
“Ben de bağlayabilirdim seni, gücünden, özgürlüğünden, mutluluğundan yoksun bırakabilirdim; o korktuğun, o aradığın acılı kaygıyı ben de uyandırabilirdim içinde. İstemedim. Seni hiçbir kurnazlığa başvurmadan sevmek, göğüs göğüse çarpışmak istedim. Silahları sen bana kendi elinle verirken, hiçbir savunmaya başvurmadan bıraktım kendimi sana. İyi ettiğimi sanıyorum. Bana öyle geliyor ki sevgililer arasındaki bu amansız savaştan daha büyük bir şeydir aşk. Sevdiğimizi açıkça söylememiz, gene de sevilmemiz olanaklı olmalı.” (s. 176)
“Evliliğimizin başında, sevdiklerimizin düşüncelerini bizden gizleyen şu her zaman için kapalı kafataslarını düşünerek kederlendiğimi anımsıyorum. Phillippe benim içim saydamlaşmıştı. İçinde duyarlı bir damar ağının çarptığını incecik bir zarın ardından, tüm düşüncelerini, tüm zayıflıklarını görüyordum şimdi ve onu her zamankinden de fazla seviyordum.” (s. 194)
“Ama yazgılarımızla isteklerimiz hemen her zaman çelişiyor.” (s. 204)
Kaynakça
http://www.wikizero.org/index.php?q=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvQW5kcsOpX01hdXJvaXM(20.12.2017)
Nisa Nur AKDEMİR GENÇ, “Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna İle AndreMaurois’nın İklimler Adlı Eserlerinde Ana Karakterlerin Aşk Bağlamında Karşılaştırılması”, T.C. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü – Karşılaştırmalı Edebiyat Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi-Eskişehir-2014.