CUMHURİYET EDEBİYATINA TOPLU BAKIŞ – 32 (Ahmet Muhip Dıranas ve Cahit Sıtkı Tarancı)

Ahmet Kutsi ve Tanpınar gibi her şeye rağmen dikkat çeken isimlerin hemen ardından iki imza daha görüyoruz: Ahmet Muhip Dıranas ve Cahit Sıtkı Tarancı… Meşhur “Fahriye Abla” şiirinde duyguları reel âlemden devşirmesine rağmen, genel itibariyle romantiktir Dıranas… Hattâ “Fahriye Abla”nın geniş bir okuyucu kitlesi bulmasına kendisinin de şaşırdığı bilinmektedir. Oysa “orkide çiçeği yerine samanın rağbet bulduğu” bir iklimde buna şaşmaya gerek yok. Tanpınar gibi sese ve estetiğe önem veren bu şair, muhtevâdan şekle gitmek yerine, şekilden muhtevâya uzanmaya çalışmıştır. Mehmet Kaplan bile, şairin, “fikir ve hayâllerinin çoğunu, dili vezne uydururken, kâfiyelerin mânâları arasında bağlantı kurarken” bulduğunu “Ağrı” şiiri tahlilinde belirtir (Bu bahis için Türk Dili Dergisinin Ocak, Şubat 1992 tarihli sayısına bakınız). Oysa üstün şair için şekilden önce muhtevâ vardır; önce söylenecek olan, sonra onun nasıl söyleneceği… Bedene göre ruh aramak değil, ruhun bürüneceği en ideal bedeni bulma çilesi… İşte Dıranas’ta bu yoktur. Şahsımız adına en beğendiğimiz birkaç şiirinden birisi olan “Serenad”da bile durum böyledir:

 

Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak

Ben aşkımla bahar getirdim sana.

Tozlu yollarından geçtiğim uzak

İklimden şarkılar getirdim sana.

 

Görüleceği gibi, şairin nakıştaki başarısı suçunu kısmen hafifletse de, “uzak”ın “yaprak”ta bulunan zoraki bir kafiye olduğu, üç ve dördüncü mısrâları da bu kafiye mecburiyetinin yazdırdığı bütünüyle gizlenemiyor. Ama Dıranas’ta beş hececiler gibi sırıtan bir iskelet olmadığı, aksine yakışıklı bir dış çehrenin mevcut bulunduğu muhakkak…

Tıpkı Ahmet Muhip Dıranas gibi Fransız şiirinin yoğun tesirini taşıyanlardan Cahit Sıtkı ise zaman zaman yakaladığı vurucu seslere rağmen bir türlü formunu bulamamış, birçok anlayışın tesirinde kalmasına mukabil, bunları sentezleştirememiş ve boyuna çizgisini aramıştır. “Otuz Beş Yaş” şairi bir mistik gibi çıkar karşımıza:

 

Ve böylece bu ömür, bu ömür her dakika;

Bir buz parçası gibi kendinden eriyecek,

Semâda yıldızlardan, yerde kurtlardan başka

Yaşayıp öldüğümü kimseler bilmeyecek.

 

Bazen bir sembolist gibi “ruhumuzu tel tel dolaşan, dallardaki tomurcukları ürperten” türküler duyar şair; kendiliğinden söylenen türküleri… Kelimeler arasında âhenk aradığını zannederken, Orhan Veli benzeri şiirlerle çıkıverir piyasaya:

 

Öyle dalmışım ki mangal başında!

Yaz gelmiş,

İstanbul’dayım;

Karpuz yüklü manavlar geçer

Köprü altından

(Cahit Sıtkı Tarancı, Otuz Beş Yaş, 11. Basım, Can Yay., İstanbul 1996)

 

Cahit Sıtkı’daki bazı metafizik ifâdeler ise (bunlar genellikle ölümle ilgilidir) tamamen kendi iç dünyasındaki korkulardan, duygulardan ibaret olup, fikrî bir mahiyeti yoktur. Mehmet Kaplan’ın ifâdesiyle; “Ölümden korkan, varlık ötesine gitmekten çekinen, duyularına ve yaşadığı âna sımsıkı bağlı olan” birisidir Cahit Sıtkı. (Mehmet Kaplan, Şiir Tahlilleri II, 8. Basım, Dergah Yay., İstanbul 1997, s. 116)  Bu arada Mehmet Kaplan, Dıranas’la birlikte Cahit Sıtkı’nın hecede bir yenilik yaptığına dikkat çeker. Bu yenilik “durakları kaldırmaları ve gelenekte bulunmayan vezinleri kullanmalarıdır.” (A.g.e., s. 102)

(…)

Büyük Doğu Mimarı’nın kaleminden okuyalım:

“… şiirinde atmaya çalıştığı kuru akılcı mücerretler perendesi bir oyun, bir özeniş, Cahit Sıtkı’da… O, hiçbir zaman hususi bir tahassüs ve büyük ürpertiye ulaşamadı. Çağdaşı Muhip ise (desen)i kendisine mahsus bir dil ve duygu kumaşı örebildi.” (Necib Fazıl, Bâbıâli, s. 162)

 

Kaynak: H.Y. “Hikâye, Roman ve Şiir Çevresinde Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatına Toplu Bakış” başlıklı henüz yayınlanmamış bir eser çalışmasının bölümler hâlinde naklidir. “Akademya’ya Doğru Sitesi”, 2001-2005 (2010 öncesi arşiv yazılarımızda yazarlarımızın adları, açık isimleriyle yayınlandıklarında yazılarını yeniden tashih ihtiyacı duyabilecekleri ihtimaline nazaran, yazarlarımızın talebi olmadıkça sadece isimlerinin baş harfleriyle paylaşılmakta, böylece bu önemli ve değerli arşivimizden kamuoyunun istifadesi amaçlanmaktadır.)

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi giriniz!