Salih Mirzabeyoğlu’nun Eserlerine Giriş Mahiyetinde Denemeler
ÖNSÖZ
2011 yılı ilkbaharında, bir rastlantı eseri, kendimi, Türkiye’nin en çok okunan internet sitelerinden birinde yazar buldum.
Bu sitede 30.000 civarında aktif yazar vardı. Onbinlerce yazar adayı dışarıda, kuyruktaydı ve siteye üye olabilmek için yıllarca sıra bekliyorlardı. Ve yine günlük olarak, günlük gazetelerden belki daha fazla, yüzbinlere varan bir okuyucu kitlesi siteyi ziyaret ediyor ve yazılanları takib ediyordu.
Gevezelikler ve hafiflikler bir yana, sitede oldukça yoğun bir entellektüel ortam vardı. Gazeteciler, avukatlar, doktorlar, öğrenciler, dünyanın çeşitli ülkelerinden birçok kişi buraya giriyor, akla gelebilecek her mevzuda görüşlerini paylaşıyordu.
Siyasî mevzular da, en radikallerine varıncaya kadar serbestçe konuşulabiliyor ve tartışılabiliyordu.
Bir şey eksikti: Salih Mirzabeyoğlu ve İBDA Düşüncesi…
Aslında büsbütün eksik değildi. Bazıları konuşmak isteyip bilgi eksikliğinden konuşamıyor, bazıları kötülemek isteyip muhatab bulamadığından kötüleyemiyordu.
Burada bana, yâni doğrudan doğruya Salih Mirzabeyoğlu’ndan bahsedecek kişiye tahammül edip edemeyecekleri hakkında tereddütlüydüm. Zirâ öyle bir dönemdi ki, İslâmcı topluluklar arasında bile Salih Mirzabeyoğlu’ndan rahatça bahsedilemiyor, “tehlikeli” sayılıyor ve sansürleniyordu.
Ancak burası İslâmcı bir ortam değildi. Hattâ İslâmcılar sayıca diğer hepsinden daha az ve genellikle baskı altındaydılar. Orada bir rol üstlenmenin avantajlı tarafları olduğu gibi, dezavantajlı tarafları da vardı.
Düşününce, orada Salih Mirzabeyoğlu ve İBDA Fikriyatı’ndan, iki şekilde bahsedebileceğimi farkettim:
- Bizzat Mirzabeyoğlu’nun eserlerinden ve fikirlerinden bahsetmek, kamuoyunun çok bilmediği, yakından tanımadığı, ama tanıyınca muhakkak ilgi gösterdiği fikri, gündeme taşımak…
- Bu fikrin bendeki yansıması ve şuuru hâlinde gündeme gelen veya benim gündeme getireceğim meseleleri yorumlamak ve dolaylı olarak İBDA Fikriyatını mesele etmek…
Bu iki işe girince, üçüncüsü de kendiliğinden geldi:
- Gönüldaşların başlattığı ve çeşitli zeminlerde yankı bulan “Salih Mirzabeyoğlu’na Özgürlük Kampanyası”na kendi zaviyemden destek, onların bir tür habercisi olmak… Yâni tamamen hukukî, insanî, vicdanî bir görev…
Yaklaşık 3.5 yıl boyunca, İBDA Mimarı hapisten çıkıncaya ve “Adalet Mutlak’a” konferansına kadar site yöneticileri bana tahammül ettiler ve ben de kendime verdiğim bu üç görevi yerine getirmeye çalıştım.
Sanıyorum belli ölçüde başarılı da oldum. Yazarken, yazdıklarımı belki yüzbinlerce kişinin okuduğunu gösteren birçok tepkiler aldım. Site yöneticilerinin bana tahammülü kalmayıp üyeliğime son verdikleri zaman, geride binlerce sevenimi bıraktığımı farkettim.
Orada yapabileceklerimi yaptığımı düşünüyordum ve oradan atılmak beni üzmüyordu. Yalnız, yazdıklarımın hepsi silinmiş ve bir paket hâlinde bana verilmişti. Bunlar artık okuyucuların istifadesinden uzaktı.
Nihayet Akademya tarafından, orada yaptıklarımın ilk bölümünün çok faydalı olduğu ve onları kitablaştırmam gerektiği tavsiyesini alınca, bu müşkül de ortadan kalktı.
Çeşitli mevzularda girdiğim 8.000 civarında görüş içinden, aşağıdaki denemeleri tek tek ayıkladım. İBDA Mimarı’nın eserleri üzerine yaptığım çalışmaların tümü bu kadar değildi, ancak fazlaca bahsetme imkânı bulduğum eserleri 6 deneme ile sınırladım. Eksik olan iki eser üzerine iki denemeyi bu kitabı yayına hazırlarken kaleme aldım.
Ve bu Önsöz ile beraber –yanlış saymadıysam- toplam 120 parça denemeden oluşan işbu çalışma ortaya çıktı.
Umarım, genç arkadaşların ve Salih Mirzabeyoğlu’na yeni başlayanların faydalanacağı bir metin olur.
S.G. / Mayıs 2015
Kaynak: S.G. “İBDA Külliyatı / Salih Mirzabeyoğlu’nun Eserlerine Giriş Mahiyetinde Denemeler” ismiyle 2015 yılında Akademya tarafından basılmış ve bir süre sonra tükenmiş bir eserden kamuoyunun istifâdesi amacıyla yapılmış iktibaslardır. Eser, onbinlerce aktif yazarı olan Türkiye’nin en çok takib edilen forum sitesinde İBDA Külliyatını tanıtma gâyesiyle 2011-2014 yılları arasında kaleme alınmış denemelerden oluşmaktadır.
