Kimilerine göre en bilge kuş fakat daha sonra bilgeliği baykuş’a devretmiş… Sayın Aydın’ın kargalı yazısı beni başka bir kargalı yazı yazmaya sevketti…
Eski Yunanca; κοράκιον (Korãkion), veya κοραξ (koraks), Yunanca; Κοράκι (Korãki), Fransızca ; Corbeau (Korbo), İngilizce; Crow, Latince; Corvus, İspanyolca; Cuervo, Almanca; Krähe, İtalyanca; Corvo, Portekizce; Corvo, Arnavutça; Kikiriki veya Gugatje, Çekçe; Havran, Dutch (Hollandaca); Kraag, Bask dilinde; Erroi veya Bele…
Passeriform şubesinin Corvideler ailesinden bir kuş türü karga. Çok güçlü bir gagaları var. Kuzgunlar’la, Choucaslar’la, Chocardlar’la aynı aileden. ‘Büyük Karga’ (Corvus Corax), 65 cm. Boyunda olup ailenin en irisi. Dağların ve sevahilin kayalık uçurumlarında yaşıyor, kayalara yuva yapıyor. Daha sıklıkla rastlanan ve nisbeten daha küçük olan tür ‘Corvus frugilegus’ (καρπολόγος / karpolõgos : Yemişçil Karga) 45 cm. boyunda olup büyük ağaçlarda koloniler halinde yaşar ve kışları tarlalarda geçirir. Omnivore’durlar (herşeyi yerler). Diğer bir çeşit, ‘Corvus Corone’ (Kara karga) de ağaçlarda yaşar fakat izole çiftler halinde bulunurlar. Yemişçil Karga’yla aynı ebattadır ve ondan, gagasının daha yuvarlak biçimde olmasıyla ayrılır.
Yukarıda mezkûr kargaların hepsinin tamamen siyah olmalarına mukabil ‘Corvus Corone Cornix’ (Pelerinli / kepenekli Karga)in sadece başı, kanatları ve kuyruğu siyah olup vücudunun geri kalan kısmı açık gridir.
Kuleler kargası (Corvus Monedula) daha küçüktür (32 cm); boynu grimtırak geri kalanı siyahtır. Katedrallerde, Şatolarda ve kayalık uçurumlarda yaşar.
Dağlarda yaşayan bir başka tür de ebat olarak bu kargaya benzer fakat gagası sarı ve ayakları kırmızıdır. Buna ‘Chocard’ (Coracia Graculus) denir. Onun da yakın bir akrabası vardır: Crave (Coracia Pyrrhocorax). Bunun gagası kızıl ve kemerlidir. Son bir not olarak, kargaların kuşlar aleminin en zeki üyesi olduğu konusunda ilim adamları arasında bir mutabakat var, basit matematik işlemlerini yapabildikleri söyleniyor…
Bu biyolojik karga!
Şiirde ‘Karga’ var mı?
Var, buraya Rimbaud’nunkini aldım,
Arthur Rimbaud, les corbeaux (kargalar)
Rabb’i(m) / [(Ya) Rabbi, Efendi(m)], çayır (çimen) soğuduğunda,
Harab (Yıkık-dökük) mahallelerde [semtlerde, mezralarda],
Uzun ikindiler sukut ettiğinde…
Solgun tabiatta
Büyük semaları (gökleri) çökertin (yıkın, kırın)
Sevgili hoş kargalar.
Ciddi çığlıklı garib mücehhez,
Soğuk rüzgarlar yuvalarınıza saldırıyorlar!
Siz, sararmış nehirler boyunca,
Kadim muazzeb yollar üzerinde,
Hendeklerde ve çukurlarda,
Dağılın, eylemlere katılın!
Binler halinde (Binlerle)
Evvelki günün mevtalarının uyuduğu
Fransa tarlalarının üzerlerinde,
Donup durun kışın, öyle değil mi
Ki, her geçen bir daha düşünsün!
Böylelikle Ödevimizin çığlıkçısı ol,
Ey matemli (kederli, yaslı) kara kuşumuz!
Fakat,
Meczub akşamda yitip gitmiş temel direk,
Çınarın tepesinde, semaların azizleri,
Mayıs serçelerini bırakın
Silsileli korunun dibindekilere,
İçinden kaçılamaz otlara,
Geleceği olmayan mağlubiyet(e)
Rimbaud yine yapacağını yapmış, Kargalar üzerinden yakarıyor bu kez!
Başka ne var kargayla ilgili?
Şu var;
Moskova Üniversitesi Biyoloji bölümü-Fizyoloji ve Genetik bölümü laboratuarlarında uzun bir süredir, Antik dönemlerden kalma bir fikir olan kargaların en zeki hayvanlardan biri olduğu yaklaşımından yola çıkılarak kargalar üzerinde çalışılıyor.
Mesela, uzun süreli kuruluk (kuraklık) dönemlerinde kargalar, suyu kendi seviyelerine yükseltmek için oyuklarda taş biriktiriyorlar.
İçlerinde birbirlerine çok yakın sayıda (örneğin 25 ve 27) solucan olan iki kutu karganın önüne konulduğunda, her defasında ve kolayca, hangi kutuda daha fazla solucan olduğunu tesbit ediyor ve onu seçiyor. Bunu bir insanın yapabilmesi için evvela her iki kutuyu da sayması lazımdır ki, bu çok vakit alır. Daha da şaşırtıcı olan kargaların soyutlama yapabilmesi! Kısa bir eğitim döneminden sonra, üzerinde belli sayıda solucan resmi bulunan bir kartı diğer karttan ayırdedebiliyor.
Bu performansı onu hayvan zekâ skalasında maymunla aynı yere taşımış ve bu durum biyologları ve hayvan psikologlarının kafasını karıştırıyor. Zira (Aslında) kuşların beyinleri, yüksek memelilerinkinin yanında güdük (küçük) kalıyor ve daha ziyade sürüngenlerinkine daha yakın görünüyor.
HALIK’ın yaratması hakikaten de ve bilginin en ileri seviyeye ulaştığı çağımızda dahi büyük sırlar taşıyor.
Luka İncili, 12:24’te mealen şunlar söyleniyor:
«Ne ekerler, ne hasat ederler, ne kilerleri var ne buğday ambarları; ve Allah onları besler. Kuşlardan daha değerli değil misiniz!»
Daha da ilginci, Ahd-i Atik’te (Eski Ahid) az sayıda kuştan ismen bahsedilir ve bunlardan biri kargadır:
1. Krallar 17:4’te şöyle der:
«Sel (yatağın)ın suyundan içeceksin ve kargalara seni orada beslemelerini emrettim.»
Bu, İsrail’de hüküm süren 3,5 senelik kuraklık döneminde Elia peygambere yönelik bir hitaptır. Allah-u Teala, peygamberini kargalara besletiyor.
Levi kanunlarına nazaran karga ‘temiz olmayan’ bir hayvandı ve Benî İsrail’e bir ibret (ezilme, horlanma) gerekiyordu. İşte Allah, Yahudi’nin ‘temiz olmayan’ ilan ettiği karga vasıtasıyla onun peygamberini besledi. Ona (yahudiye), kirli veya temizin ne olduğunu ancak ve ancak Allah’ın bilebileceğini, bunun ancak Allah’ın tasarrufunda olduğunu bu yolla gösterdi ve onu bir kez daha ikaz etti. Buna rağmen yahudi, binbir kere tevbe eder yine şarab içeriz misali, kargayı ‘temiz olmayan’ olarak kabul etmekte diretti ve her zaman yaptığı gibi Allah’a karşı gelmeye devam etti, ediyor.
Muhterem Tuğrul Aydın’ın yazısında, karga ile yahudi özdeşleşmiş durumda. Tabiî ki, o ‘KARGA’ yunanca ifadesiyle ‘κομπογιαννίτης’ (koboyanitis) yani ‘hilekâr’ karga, yani ‘insan’ suretinde görünen iblis, yani yahudi kod adlı ‘terörist’, ‘tedhişçi’, ‘katliamcı’, ‘ırkçı’, ‘İnsan, İslam ve Müslüman düşmanı’, ‘Alçağın alçağı-Esfeli safilin’, ‘uğursuz ve hırsız’, ‘gasıp’, ‘hunhar’, ‘tamahkar’, ‘katil’ ve ‘iflah olmaz’ itsoyu çıfıt yani, kendi ifadeleriyle Y’HUDEEM. Bu tiksindirici mahlukun, bizim zeki kara kargalarla hiçbir ilişkisi yok.
Daha dün Filistin’de bir sürü çoluğu çocuğu katlettiler ve devam ediyorlar.
Amma velakin, malum-u aliniz, tabiatta herkesin bir rakibi, bir düşmanı, bir baş belası var. Karganın baş belası da baykuş!.. Beydeba’yı, Ezop’u ve Lafontaine’i okuyanlar, baykuşlarla kargalar arasındaki meşhur ve kanlı kavgaları iyi hatırlarlar.
‘Baykuş derim ağlarım, tesbihi belime bağlarım’ şiarından artık ‘Baykuş’um, kılıcı kuşanıp yahudi nam kargayı bu dünyadan tasfiye ederim!’ aşamasına gelindi. Müslüman Baykuş’la yahudi karganın hesaplaşma günü kapıya dayandı. Tesbihli ve ağlamaktan öte birşey yapmayan Müslüman da artık aklını başına devşirsin. Ya Baykuş ya Karga…
BAYKUŞ!!!
Kaynak: H.A. “Akademya’ya Doğru Sitesi”, 2001-2005 (2010 öncesi arşiv makalelerimizde yazarlarımızın adları, açık isimleriyle yayınlandıklarında makalelerini yeniden tashih ihtiyacı duyabilecekleri ihtimaline nazaran, yazarlarımızın talebi olmadıkça sadece isimlerinin baş harfleriyle paylaşılmakta, böylece bu önemli ve değerli arşivimizden kamuoyunun istifadesi amaçlanmaktadır.)