Büyük Doğu külliyatında dolaşmaya devam ediyoruz:
– “Burada bir ân duralım ve büyük İngiliz mütefekkiri (Tomas Karlâyl)a bir göz atalım. “Kahramanlar” isimli bir eserin sahibi (Tomas Karlâyl)… “Kahramanlar” isimli eserine Allahın Resulü’nü alıyor; Hazret-i İsa’yı almıyor. Yani kitabına alamayacak kadar İsa Peygambere duyduğu o haşyeti duymuyor; ama büyük hürmet hissiyle alıyor yine O’nu…”
(Necib Fazıl, Sahte Kahramanlar, 3. Basım, Büyük Doğu Yay., İstanbul 1984, s. 22)
Aynı kitabında yer alan “İslâm ve Öbürleri” konferansından:
– “(J. J. Ruso) meşhur (Kontra Sosyal) “İçtimaî Mukavele” isimli kitabına şöyle başlar (…)”
(A.g.e., s. 280)
– “Cemiyetin tabiî şeklini istibdat olarak gören (Emil Fage)nin “Liberalizm” isimli eseri şu dövizlerle doludur.”
(A.g.e., s. 280)
Devam ediyoruz:
– “Bir İngilizin yazdığı “İslâmın Yayılma Tarihi” isimli eserde ne büyük aşk levhaları var.”
(A.g.e., s. 210)
Ve yine aynı eserden:
– “(Monteskiyö) Romalıları anlatan eserinde Roma’nın yıkılışı için şöyle der: “Aşklarını kaybettiler ve kaybolup gittiler!”
(A.g.e., s. 207)
Sonra… “Babıâli”nin ikinci baskısı için kaleme aldığı “Bu Eser” başlıklı önsözde de Jean-Jacques Rousseau’nun iki cildlik hatıralarından bahsettiğini görüyoruz:
– “Temizi ve iyiyi görmeksizin, pislik ve iç bulantısı şehveti içinde çırpınmanın ihtilâç şiirini getiren (Bodler) ve (Rembo)dan evvel bir (Jan Jak Ruso) ve sonra (Dostoyevski) misalleri vardır ki, bunlardan ilki “İtiraf”larında bir papazın kendisine tasallutunu anlatırken hiç de ahlâkî bir kaygıya sahip değil, öbürleriyse kötülük ve karanlığa battıkça batmanın ve teselliyi boyuna batmakta aramanın (mistik) zevkinde ve mesleğindedirler.”
(Necib Fazıl, Bâbıâli, 4. Basım, Büyük Doğu Yay., İstanbul 1990, s. 10)
“Rapor 12″deki “Bayram” yazısından:
– “Meşhur Yunan fikircisi (Ksenefon) “Sparta ve Atinalıların Cumhuriyeti” isimli eserinde şöyle der”
(Necib Fazıl, Rapor 10/13, “1 Eylül 1978”)
1945 Büyük Doğu’larında, mecmuanın yazar kadrosuyla, Necib Fazıl’ın evinde, KİTAB ODASINDA olduğu belirtilen 3. Akademya toplantısında, Üstadın dudaklarından dökülen cümlelerden birisi:
– “Bir İngilizin, (C. V. Gib)in, kitabının başında ilân ettiği Hadîs’in meali:
«Allahın sır hazineleri Arş’ın altındadır ve anahtarları şairlere verilmiştir.»”
(Necib Fazıl, Edebiyat Mahkemeleri, Toplantı No: 3)
“Sanatı üzerine düşünen” adam olan Büyük Doğu Mimarı’nın, şiir, roman, felsefe, tarih, tiyatronun yanında, sadece fıkra yazıcılığına dair kültürünün nerelere uzandığının isbatı halinde, “Fıkra” başlıklı bir çerçevesinden iki paragrafı da zevkle takdim edelim:
– “Halis fıkraya Avrupa’da en zengin iki örnek, biri yüksek aydına, öbürü aşağı takıma hitap eden iki muharrir olarak (Remi dö Gurmon) ile (Kleman Votel)… Birinde fikir ve şiir, öbüründe espri ve edâ.
Bizde (Remi dö Gurmon) aşık ve taklitçisi Ahmet Haşim, sadece şiir ve üslûptan ibaret, bulutlar üzerinde gezen mücerret fıkra üstadı… Ahmet Rasim de, halk esprisini nişanlamayı bilen bir nevî (Kleman Votel)… Bunlardan sonra yalnız şiir cevherinden yoksun, fakat öbür unsurlardan yana zengin Peyami Safa’yı hatırlamak lazım…“
(Necib Fazıl, Çerçeve 4, Büyük Doğu Yayınları, Ocak 1996, s. 106)
Necib Fazıl, tenkid sahasında da “Lessing” gibi Alman edebiyatına damgasını vuran bir münekkide takdirini yeri geldikçe belirtir. Beğendiği ve misâl gösterdiği birkaç münekkid daha vardır, fakat “Lessing” bunların başında gelir.
Biz külliyatın cildleri arasında dolaşmaya devam edelim. “Aynadaki Yalan” romanından birkaç satır:
– “(Oskar Vayld)ın (Leydi Sfenks) isimli hikâyesinde, esrarlı görünmek için arada bir sosyeteden kaçıp Londra’nın hücra bir köşesinde tuttuğu odaya çekilen kadına benzetemezsiniz onu…”
(Necib Fazıl, Aynadaki Yalan, 5. Basım, İstanbul 1994, s. 18)
“Sigara” isimli hikâyesinin giriş kısmı:
– “Bir Fransız hikâyecisi, sigarayı Yeni Çağın en ileri keşfi diye gösterir.”
(Necib Fazıl, Hikâyelerim, Büyük Doğu Yay., İstanbul 1983, s. 257)
Ve ilerleyen satırlarda, kendisininkiyle aynı adı taşıyan, Fransız muharririne ait “Sigara” hikâyesinin özetini verir.
Hazret-i Ali’yle ilgili eserinde de farklı bir kaynağa rastlıyoruz:
– “Mısırlı bir Hıristiyan tarafından kaleme alınmış “İslâmın Şövalyesi” adlı bir kitapta, İslâm kaynaklarında tesadüf etmediğimiz harikulâde bir tablo”
(Necib Fazıl, Hazret-i Ali, 5. Basım, Büyük Doğu Yay., İstanbul 1987, s. 21)
Şimdi de “Hac”la ilgili eserine göz atalım:
– “Bu hali anlatmak için “Mir’ât-ül-Harameyn: mübarek yerlerin aynası” isimli kitabın muharriri merhum Eyüp Sabri Paşadan aynen şu satırları okumak yeter”
(Necib Fazıl, HAC’dan Çizgiler, Renkler ve Sesler, 2. Basım, Büyük Doğu Yay., İstanbul 1985, s. 101)
Ve 24 Nisan 1981 günü Türk Edebiyatı Vakfı’nda yaptığı konuşmada 77 yaşındaki Necib Fazıl’ın yine kitablarla alâkadar olduğunu görüyoruz:
– “Bir arkadaşım bir İngilizin eserini tercüme etmiş bana gönderdi: “Yeni Cemiyette Ruh İnhitatı…” Zavallı muharririn hali dikkatimi çekti, adam ıstırabını söylemiyor, süblime edemiyor, edebilse belki teskin olacak, onun için şiire, teşbihlere kaçıyor”
(Necib Fazıl, Konuşmalar, Büyük Doğu Yay., İstanbul 1990, s. 183)
Üstad, “Hücum ve Polemik” adıyla kitablaşan yazılarından birisinde Peyami Safa’nın tek tarihî romanı “Attilâ” ile Marcel Brion’dan tercüme yine “Attila” isimli bir başka roman arasındaki benzerlikleri sayfa sayfa göstermiş, satır satır işaretlemiştir. Ne kadar dikkatli bir okuyucu olduğu bu “Polemik” yazısından anlaşılabilir.
Önce “Türkiye’nin Manzarası”nda, sonraysa “Doğru Yolun Sapık Kolları”nda, Hamidullah’ın “İslâm Peygamberi” ile, Mevdudî’nin “İslâm’da İhya Hareketleri” adını taşıyan kitabındaki sapıklıkları, Ehl-i Sünnet zâviyesinden madde madde damgalamış, hele Hamidullah’ın eserini en ince teferruatına kadar ifşâ etmiştir. Onun ne dikkatli bir okuyucu olduğunun başka misâlleridir bunlar.
Üstad Necib Fazıl’ın özellikle “sahte müçtehitler”, “reformcular” ve türlü sapıklıklarla ilgili yayınları da takib ettiği fark ediliyor. 1975 yılında, Ehl-i Sünnet ulemâsından rahmetli Ahmed Davudoğlu’nun “DİNİ TAMİR DAVASINDA DİN TAHRİPÇİLERİ” adlı eserine çarpıcı bir önsöz yazması da bunu göstermiyor mu?..
Kaynak: H.Y. “Kitaplar ve Necip Fazıl” başlıklı henüz yayınlanmamış bir eser çalışmasının bölümler hâlinde naklidir. “Akademya’ya Doğru Sitesi”, 2001-2005 (2010 öncesi arşiv yazılarımızda yazarlarımızın adları, açık isimleriyle yayınlandıklarında yazılarını yeniden tashih ihtiyacı duyabilecekleri ihtimaline nazaran, yazarlarımızın talebi olmadıkça sadece isimlerinin baş harfleriyle paylaşılmakta, böylece bu önemli ve değerli arşivimizden kamuoyunun istifadesi amaçlanmaktadır.)