“Başyücelik Hükümeti”, bir Başvekil ve yeteri kadar vekilden mürekkeptir.
“Vekil” tâbiri, doğrudan doğruya “Başyüce”ye izâfetledir. Yâni onun vekilleri…
Her biri üçer müsteşarlığa bölümlü olan vekâletler, memur olduğu vazife bütününün, birkaç vekâlet çapında en girift ve en dolgun iş manzumesini belirtir.
Müsteşarlıklardan her birinin emrinde, kucakladığı işin kütle ve mahiyetine göre müteaddit umumî müdürlük organizmaları vardır. Bu umumî müdürlükler, günümüzün Bakanlık teşkilâtına eş genişlikte ve ünvan iptizaline mâni kıymettedir.
Vekâletlerden herbirinin kumanda ve kurmay heyetini, bir vekille üç müsteşar kadrolaştırır. Her vekâletin üç müsteşarı kendi aralarında tam bir iş âhengi belirttikleri gibi, bütün vekâletlerin müsteşarları da hükümet bütününde aynı şeydir. Siyaset yolundan gelecek olan vekillere nazaran meslek yolundan gelecek müsteşarlarda da, vekillere eş bir terkip ve telif ruhu aranacaktır.
Hükümetin umumî siyasetini, Başvekilin reisliğindeki vekillerden mürekkep Vekiller Heyeti; hükümetin iç sistemini de, topluca Vekiller Heyeti’ne ve ayrı ayrı kendi vekâletlerine bağlı olarak, Başvekâlet müsteşarının reisliğindeki müsteşarlardan mürekkep Müsteşarlar Heyeti temsil eder. Müsteşarlar Heyeti, daima Vekiller Heyeti’nin emriyle toplanır.
Din işleri reisliği ve seferde Başbuğ’luk ve hazarda Başkurmaylık; doğrudan doğruya “Başyüce”nin o sahalardaki icra ve temsil hakkına izafetle, müstakil ve hükûmet üstü mahiyettedir. “Başyüce”nin reislik edeceği veya “Başyüce”yi temsilen Başvekil’in lüzum göstereceği Vekiller Heyeti toplantılarına, bu iki iş kutbu da, en ehemmiyetli söz ve fikir hakkıyla katılır.
Temyiz mahkemesi, devlet şûrâsı, muhasebât divanı gibi teşekküller, devlet ve hükümet siyâsetinde hiçbir fiilî mevkii ve hakları bulunmayarak ve bütün harekiyetlerini sadece kendi mevzularındaki kanunlardan alarak, daima “Başyüce”ye izâfetle, Vekiller Heyeti’ne karşı her bakımdan müstakildir.
Vekiller Heyeti âzasını, “Başyüce”nin “Yüceler Kurultayı”ndan seçeceği bir Başvekil, “Başyüce”nin tasdikine arzetmek suretiyle tâyin eder. Hükümet üstü müstakil devlet organizmalarının başları, daima “Başyüce” tarafından tâyin edilir.
Bütün hükûmet cihazı bütün şubeleriyle, “Yüceler Kurultayı” âzâsının her türlü teftiş ve murakabesine açıktır.
Teşkilât bakımından ana ölçü: Esasların esası, devlet idaresi ve cemiyet güdücülüğünü, milletin en yetkin ve seçkin fertlerinden kurulu bir “şûrâ” vasıtasıyla yürütmek ve bu “şûrâ”yı, reyi alınmaksızın, bu reye ender şartlar içinde başvurulmak üzere -ki bu şartların zuhuru muhale yakındır-, en gerçek millet temsilciliği mevkiinde görmektir… Ötesi kemmiyet ve basit müşahhaslardan ibaret… Kemmiyet ve dış kalıp plânında herşey ve her zaman değiştirilebilir ve icaplara uydurulabilir. Değişemez olan ruh ve keyfiyettir. Dava, sadece, bu ruh ve keyfiyete denk, dış kalıp ve teşkilâtı, usta mimarlar eliyle petekleştirebilmekte…
Kaynak: Salih Mirzabeyoğlu, BAŞYÜCELİK DEVLETİ -Yeni Dünya Düzeni-, İBDA Yayınları, 2. Basım, İstanbul 2004, s. 199-201.