“Kemmiyet ve dış kalıp plânında her şey ve her zaman değiştirilebilir ve icaplara uydurulabilir. Değişemez olan ruh ve keyfiyettir. Dâva, sadece, bu ruh ve keyfiyete denk, dış kalıp ve teşkilâtı, usta mimarlar eliyle petekleştirebilmekte…” (NFK)
· Bizde, iyileri ve kötüleriyle bütün inkılâplar orduya dayanılarak yapılmıştır.
· Tanzimata gelinceye kadar nice devlet ve idare değişikliği olduysa, sadece yeniçeri veya çerileştirilmiş isyan hizipleri tarafından başarıldı.
· Yeniçeriliği ortadan kaldıran da, devlet himayesine mazhar, başka ve asrî çerilerdir. Tanzimat inkılâbı ise, iktidar makamına bilfiil sahip şahısların, yine bütün icra vasıtalariyle hükûmet kuvvetlerinden faydalanarak meydana getirebildiği basit bir ıslahatçılık gayreti…
· Ötesi, sadece ve daima, ordunun manivelâ diye kullanılışiyle meydana gelmiş cebr-ü zor hareketleri…
· Yâni bizim tarihimizde fikrin bizâtihî fikirden yola çıkarak meydana getirebildiği ve dayanağını halkta bulduğu tek bir inkılâp yoktur.
· Tam mânâsiyle orducu bir çizgi taşıyan (Büyük Doğu) mefkûresi, orduyu, ancak üstün dünya görüşünün emrinde mücerret ve muazzam bir (aksiyon) cihazı diye sevdiği ve benimsediği için kaydetmek ihtiyacındadır ki, fikir, ister ordu içi, ister ordu dışı şahısların elinde, fakat mutlaka ordu üstü bir hâdise olarak yuğrulmadıkça, sâf fikir inkılâbına mahsus iklim maya tutamaz. Ve baştan başa orduyu da kavrayıcı bu iklim maya tutmadıkça, orduya dayanmış ve dayanacak nüfuzlu fertler, düne kadar olduğu gibi, yarın da, kendi şahsî temayüllerini, ordu ismini verdiğimiz asîl ve itaatli kuvvet manivelâsına istinat ettirerek, sâf fikrin hakkını çalmış olurlar.
· İnsanda fikir evvel, teşkilât ve ordu sonra olduğuna göre, ulvî fikrin manivelâsı olan ordu, birtakım istismarcılar elinde kendi orduluğunu fikre takaddüm edici bir vasıta diye kullanmaya başlarsa, her şeyden evvel gerçek ordu elden çıkmış ve gerçek ordunun biricik fazileti itaat, tersinden kullanılmış olur.
· Ordunun da hakkı, fikrin, bütün fikirler âleminde mîzanına istekli ve ondan sonra madde ve (aksiyon) dünyasına talip olarak, sadece fikir haysiyetiyle zaferini elde etmektir.
· Artık bu memlekette, tokmak inkılâbına değil, fikir inkılâbına sıra geldiğini kafalara tokmakla ihtar etmenin günü gelmiştir.
Kaynak: Necib Fazıl, İDEOLOCYA ÖRGÜSÜ, Büyük Doğu Yayınları, 30. Basım, İstanbul 2021, s. 271-272.