Orada Neler Oluyor?

Bir millet dünyanın gözleri önünde aşağılanıyor ve yok edilmeye çalışılıyor… Filistin halkının dünya nezdindeki meşrû liderine köpek muamelesi yapılıyor; bir odaya hapsedip üzerine işedikleri adamdan bir de terörü durdurmasını istiyorlar… AB, Rusya ve Çin barış temennîlerini iletmekten öteye geçemiyorlar… ABD başkanı Buş, hala daha İsrail’in nefs-i müdafasından bahsediyor… BM, bilerek ve isteyerek olan bitene seyirci kalıyor… Arap aleminin kukla liderleri ateşin kendi ocaklarına da düşmesi korkusuyla kıvranmaktan öte bir şey yapamıyorlar… TC, yani TSK, bir subayını öldürerek (olayın provakasyon olduğunu 30 Mart’ta Sinami Orhan, 31 Mart’ta Taha Kıvanç yazdılar.) kendisini ateş çemberine çekmeye çalışan İsrail’e trilyonluk ihaleler veriyor… Bu arada bir kehânetimiz(!) gerçek oluyor; ve TC, Afganistan’da Barış Gücü’nün komutanlığını kabul etmiş bulunuyor…

Yerli ve yabancı basını imkânım elverdiğince takib etmeye çalışıyorum; herkes İsrail’in ne yapmaya çalıştığına reel-siyâsî bir izah arıyor; bulamıyor; ve en dürüstleri ‘ bu bir çılgınlık, vahşet vb’ deyip susuyor… Çünkü yok; 11 Eylül’den itibaren (ABD-)İsrail’in yapmaya çalıştıklarının hiçbir reel-siyâsî izahı bulunmuyor…

Siyonistler ta başından beri, son 500 yıldan beri, hele 1950’den sonra ve nihayet son birkaç yıldır büyük bir rüya ve büyük bir kabus görüyor; Tora’nın bütün kesinkes vaadlerine rağmen bir ‘EL’ rüyalarını bölüyor, hülyalarını dağıtıyor, emellerini karartıyor; dehşetle kalkıp bir daha bakıyorlar Tora’ya; evet bir kâbusmuş, işte yerli yerinde duruyor bütün vaadler:

… Ve İSRAİL onun mirasının sahibidir;
İsmi orduların RABBİDİR.
Sen benim topuzum ve cenk silahımsın;
Ve seninle milletleri kıracağım;
Ve seninle ülkeleri helak edeceğim.
Ve seninle atı ve binicisini kıracağım.
Ve seninle cenk arabasını ve binicisini kıracağım;
Ve seninle erkegi ve kadını kıracağım;
Ve seninle kocamış adamı ve genci kıracağım;
Ve seninle genç adamı ve ere varmamış kızı kıracağım;
Ve seninle çobanı ve sürüsünü kıracağım;
Ve seninle çiftçiyi ve çiftini kıracağım;
Ve seninle valiyi ve kaymakamı kıracağım.

(YEREMYA BAB: 51 AYET: 19-23)

… Ey Kenan, Filistinliler diyarı, RABBİN sözü size karşıdır; seni yok edeceğim, öyle ki artık sende oturan kimse olmayacak.

(TSEFENYA BAB: 2 AYET: 5)

Ve Allah’ın RAB o milletleri senin önünde azar azar kovacak; onları çarçabuk bitiremezsin,

yoksa senin üzerine kır hayvanı çoğalır. Ve Allah’ın RAB onları senin önünde ele verecek, ve onları helak edinceye kadar büyük kırgınla kıracak!

(TESNİYE BAB: 9 AYET: 22-23)

Ve Allah’ın RAB onu senin eline verdiği zaman, onun her erkeğini kılıçtan geçireceksin; ancak kadınları, ve çocukları, ve hayvanları, ve şehirde olan her şeyi, bütün malını kendin için çapul edeceksin; ve Allah’ın Rabbin sana verdiği düşmanlarının malını yiyeceksin. Bu milletlerin şehirlerinden olmayıp senden çok uzakta bulunan bütün şehirlere böyle yapacaksın. Ancak Allah’ın Rabbin miras olarak sana vermekte olduğu bu kavimlerin şehirlerinden nefes alan kimseyi sağ bırakmayacaksın; fakat onları, Hittileri ve Amorileri ve Kenanlıları ve Prezzileri ve Hivileri ve Yabusileri Allah’ın Rabbin sana emrettiği gibi tamamen yok edeceksin!

(TESNİYE BAB: 20 AYET: 10-17)

Et yiyin, kan için! Yiğitlerin etini yiyeceksiniz ve dünya beylerinin kanını, koçların, kuzuların, ergenlerin, boğaların kanını içeceksiniz. Sarhoş oluncaya kadar kan içeceksiniz!

(HEZEKIEL BAB: 39 AYET: 18-20)

Onları kasaplık koyunlar gibi ayır ve öldürme günü için onları hazırla!

(YEREMYA BAB: 12 AYET: 3)

Ele geçen her adamın gövdesi delik deşik edilecek ve tutulan her adam kılıçla düşecek. Yavruları da gözleri önünde yere çalınacak; evleri çapul edilecek ve karıları kirletilecek!

(İŞAYA BAB: 13 AYET: 15)

Orduların Rabbi şöyle diyor: İşte milletten millete bela çıkacak ve dünyanın uçlarından büyük kasırga kopacak. Ve o gün yerin bir ucundan yerin öteki ucuna kadar Rabbin öldürdüğü adamlar olacak; onlar için dövünmeyecekler, ve… Ve onlar gömülmeyecekler; Toprağın üzerinde gübre gibi olacaklar; leşleri de yerin canavarlarına ve göklerin kuşlarına yem olacaklar. Ve Allahın RAB onları senin önünde ele verecek ve onları helak edinceye kadar büyük kırgınla kıracak

(YEREMYA BAB: 26 AYET: 32-35)

Ve o kralların günlerinde göklerin Allahı (Yehova) edediyen harap  olmayacak bir krallık kuracak ve  onun hakimiyeti başka bir kavme  bırakılmayacak; ancak bu krallıkların hepsini  o parçalayacak ve  bitirecek

(DANİEL, BAB:2 AYET:44)

O zaman Rab Yehova bütün bu milletleri önünüzden kovacak ve sizden büyük bir kuvvetli milletlerin mülkünü alacaksınız. Ayak tabanınızın  basacağı her yer sizin olacak.

(TESNİYE, BAB:11 AYET:23-4)

Eğer kendi yüreğinde bu milletler benden çokturlar, nasıl onların mülkünü alabilirim dersen, onlardan korkmayacaksın.

(TESNİYE, BAB: 7  AYET:17-18)

Bu kâbusun Hristiyanlık olduğunu düşünerek, Lutherler eliyle Hristiyanlığı hallettiler önce…

(Museviler bir zaman İspanya’da mağdur iken
Terki dinü can ve male müptelayı zor iken
Serü bebalini sefalet, mihnetü zulme esir
Türlü türlü darbei şiddetle makhur iken
Zarü giryanü perişan ve melulü biaman
Cümlesi bitabü kudret ölmeğe mecbur iken
Yaş dökerdi museviler zulmile şamü seher
Anları mazlum eden düşmanları mesrur iken
Etti ibzali himayet Bayazidi-Han-ı Veli
Nice bin dermandeler o edna maddeden dur iken
Asitani devlete geldi sığındı acizan
Gördü envai avatıf cümlesi mağdur iken)

Diye şiirler düzdükleri Osmanlı’yı hallettiler peşinden…

Sonra Komünizm zannettiler o kâbusu; Komünizmi hallettiler…

Zanlarını hallettikçe ağırlaştı, sıklaştı ve bir ’EL’e dönüştü kâbusları; rüyalarını bölüyor, hülyalarını dağıtıyor, emellerini karartıyor o ’EL’; hani objektife bir el uzanır ve bütün dünya kararır ya ekranda, işte aynen böyle; dünya imparatorluğu emellerinin önündeki bu hayâlî düşmanı yok etmeye çevirdiler şimdi bütün siyasetlerini, politikalarını, uçaklarını, tanklarını, uydularını, bilgisayarlarını, silahlarını, güçlerini ve topyekûn iradelerini; tutarsa bütün dünyayı kazanacaklar, kaybederlerse yine bütün dünyayı kaybedecekler… Hülâsa, kararlar Beyazsaray’da, Pentagonda değil Rabbiler Meclisinde alınıyor; olan bitenin varsa bir izahı şayet, işte hepsi bundan ibaret! Kaynağını ve sıhhat derecesini bilemiyorum; bir savaşta, kavimlerinin azgınlıkları karşısında müslümanların yanında yer alan bir grup Yahudi için Allah Resûlü’nün: ‘Kavimlerinin hayırlıları!’ buyurduğunu duymuştum; tam da bugün, neredeler?!

Mindanoa’da, Torabora’da, Ramallah’da çocukların herbirini Musa diye vuruyor Firavun; toprağa düşen her fidan da gücünü Musa’ya verdiğine inanarak gülümsüyor ölüme; Allah Resûlü’nün şöyle buyurduğuna iman etmiş olarak: “Müslümanlarla Yahudiler arasında çok kanlı bir muharebe olmadıkça Kıyamet kopmaz. O muharebede müslümanlar Yahudileri tamamiyle öldürürler. Hatta bir Yahudi taş ve ağaç arkasına saklanır da o taş veya ağaç: Ey Müslüman! Ey Allah’ın kulu! Şu arkamdaki bir Yahudidir. Hemen gel de onu öldür, der.” (Ebû Hureyre (r.a.) Sahih-i Müslim’deki hadis numarası:5203)

‘Bakalım kimin kitabı hakmış!’ diye veya ‘Gücün her şeye gücü yeter mi!’ diyerek bitirmek istemiyorum; bu şartlarda reel, katı, soğuk, buz gibi bir gerçeği söylemek ihtiyacı duyuyorum: Hiçbir Ahmed, Mehmed ’Ben radikal dinci değilim, terörist hiç değilim, hatta lâikim, Kemalistim, köktendinciliğe ve irticaya sizden fazla karşıyım!’ tesellisinin kendisini koruyacağını sanmasın; işte MOSSAD bir TSK Binbaşısını vurdu bile; devamı nasıl gelecek?! Fakülteden sınıf arkadaşım, gazeteci Mete Çubukçu, İsrail askerleri tarafından canlı kalkan olarak kullanılmaya çalışıldı… Hatta, İsrail’in saldırılarını kınamak için protesto yürüyüşü yapmaya çalışan bir avuç yürekli Hristiyan halkın üzerine bütün dünyanın gözü önünde bomba atıldı ve Avrupa’dan gelen gönüllü barış elçilerinin üzerine ateş açılarak ikisi öldürüldü… Yalçın Küçük, Türkiye Üzerine Tezler’de, Britanya’nın, hiçbir vakit yüzde yüz güvenmediğini yazıyor en güvendiği Kemal’e bile… Doğrudur; TSK’ya da yüzde yüz güvenmedikleri kesin; sahi, orada neler oluyor?!

1 Nisan 2002

Kaynak: “Akademya’ya Doğru Sitesi”, 2001-2005.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi giriniz!

İlginizi Çekebilir