Ortak Hedeflerimiz

Başlığı “Akademya’nın Hedefleri” değil, “Ortak Hedeflerimiz” koyduk; zira “telif hakkı bulunmayan” bu hedefler, onları benimseyen herkesin öz malı olup, Akademya da kendilerinin duacısı ve destekçisidir. Kaldı ki yine bu hedefler, Akademya’nın hemen ve tek başına altından kalkamayacağı, geniş ve yetişmiş kadrolar, finans gücü ve kapsamlı hazırlıklar gerektiren “büyük çaplı” hedeflerdir. Fakat bizce, aynı zamanda, gönüllü kahramanların tek başlarına yapabileceği birçok verim sahasına da işaret edici ve ufuk açıcı niteliktedir. O hâlde başlayalım:

Bir saray inşâsından önce bir fikrî ve mimarî plân gerektiğini bilen insanlar olarak, doğacak olan “Fikir Çağı” eşiğinde ve önümüzdeki fikir mimarîsine göre, bizi iki türlü görevin beklediğini görüyoruz:

Birincisi “teorik” çerçevede olan ki, önümüzdeki fikir mimarîsini tüm fikir-ilim-sanat dallarında saha saha öğrenmek, araştırmak, detaylandırmak, nihâyet örnek, çözüm ve alternatif sunabilecek bir uzmanlık seviyesine ve akademik çapa ulaştırmak…

İkincisi “pratik” çerçevede olan ki, öğrendiklerimizi öğretmek, araştırdıklarımızı paylaşmak, detaylandırdıklarımızı esere nakşetmek, sonuç olarak hepsini iş ve verim hâlinde hayata yansıtmak ve eserler üzerinde kalıcılaştırmak…

Hedeflerimizi bu bakımdan ve her iki görev içiçe olarak sıralamak gerekirse:

Dünya görüşümüzün “Aydınlar Aristokrasisi” rüyâsını ete kemiğe büründürmek üzere, fikir sistemimizin tüm fikir-ilim-sanat dallarında ve o dalların gönüllüleri tarafından ocaklaştırılması, okullaştırılması, gelenekleştirilmesi…

Bir deyişle, dünya görüşümüzün her sahada eser verici, verim koyucu, örnek ve teklif sunucu takibçilerinin yetiştirilmesi…

Aydınlar Aristokrasisi ideal, teklif ve alternatifimizin, tüm fikir-ilim-sanat sahalarında aydınların yetiştirilmesiyle içiçe olarak, sahalarında zaten belli bir formasyona sahib şahsiyetlerin organize edilmesini de gerektirdiğinin “iş içinde” gösterilmesi ve başa alınması…

Bir tohumdaki ağaç potansiyelini dal dal, meyve meyve, çiçek çiçek açıp geliştirmek ve genişletmek üzere, başlangıçta mütevazı çalışmalarla başlasa da, süreç içerisinde ve muazzam maddî çerçevesiyle bir akademi veya külliyeye giden yolun taşlarının döşenmesi…

Bir rönesans hamlesi, hem öz kültürünü tevârüsü, hem rakib dünyaları süzmeyi, hem dünyanın bugün geldiği noktayı takibi ve hem de dünyanın kıvrıldığı geleceği öngörmeyi gerektirdiğine göre:

Bir yandan kapsamlı bir “Doğu-Batı kütübhânesi” kurmaya başlanması, bir yandan da “düşünce kuruluşu” fonksiyonu görmeye yönelik adımların atılması…

Her biri farklı fikir-ilim-sanat sahalarında yetişecek, yetiştirecek ve araştıracak insanların kendi mevzularındaki literatürü takib ihtiyaçlarını asgari mikyasta da olsa karşılayabilecek bir “araştırma kütübhânesi”nin, “Doğu-Batı kütübhânesi”ne paralel olarak kurulması…

Dünya görüşümüzün her anlayış seviyesine, her eğitim derecesine, her toplum kesimine, her meslek kitlesine, her yaş grubuna ulaştırılması için, ayrı ayrı ve basitten zora doğru seviyelendirilmiş olarak, “yazılı-görüntülü-sesli” eğitim ve tanıtım malzemesinin hazırlanması…

Bu çerçevede, çok çeşitli ve etkili öğretim ve tanıtım metodlarının, projelerinin ve stratejilerinin geliştirilmesi; hem bu hazırlıklara paralel hem de bu hazırlıkları takiben, her alanda ve her seviyede eğitim ve kültür-sanat faaliyetlerinin organizasyonu…

Her dünya görüşünün ayrı bir “dil” olması ve her dilin de olanca teferruatıyla, genişliğiyle, derinliğiyle öğrenilmesi ve öğretilmesi gereken bir lûgatının, gramerinin, sözdiziminin, anlam dünyasının, her seviyede öğretim metinlerinin bulunması gereği çerçevesinde:

Dünya görüşümüz merkezinde ilgili “dil” ve “ansiklopedi” çalışmalarının bir ân önce başlatılması; ayrı yerlerde zaten başlatılmış çalışmaların istişare, destek ve koordinasyon içinde yürütülmesi…

Külliyatımızın tüm eserlerinin diğer yabancı dillere, mümkünse anadili o yabancı dil olan tecrübeli müslüman mütercimler tarafından çevrilmesi; şayet bu hemen mümkün olmazsa, ülkemizdeki o yabancı dile hâkim ve uslûb sahibi tecrübeli mütercimler tarafından çevrilmesi…

Böylece hem ileriki mükemmel tercümelerin yolunun açılıp örnek oluşturulması ve hem de âcil tercüme eser ihtiyacının karşılanmasına yönelik çalışmaların başlatılıp organize ve idâme ettirilmesi…

İslâm medeniyetinin en muazzam irfan hamlelerinden birinin de tüm dünya irfanını kendi diline “tercüme” etmek olduğu, zaten dünya görüşümüzün irfan davasının baş maddelerinden birinin de “Doğu-Batı tercümeleri” olduğu unutulmayarak:

İster zaten Türkçeye çevrilmiş ancak uydurukça ile katledilmiş, isterse Türkçeye hiç çevrilmemiş önemli metin ve eserlerin “dilimize” kazandırılması…

Mademki Kemalizm dil devrimiyle idraklerimizi iğdiş etmiştir; o hâlde köklerimizden yeniden cansuyu devşirmemizi sağlamak üzere, Osmanlı Türkçesine, Peygamber dili ve medeniyetimizin din dili Arabçaya, Velîler dili ve medeniyetimizin kültür dili Farsçaya yoğunlaşılması…

Batı’yı “üçüncü sınıf tercümelerin beşinci sınıf yansımalarından” öğrenmemek ve Batı’ya derinden nüfuz için: Batı’nın medeniyet, din ve kültür dilleri Latince ve Eski Yunancaya, yine bu kök diller üzerinde bina edilen ve her literatüre hükmeden İngilizceye yoğunlaşılması…

Hem fikriyatımızın, faaliyetlerimizin, verimlerimizin ve fikir-ilim-sanat kurumumuzun tanıtılması, hem de araştırmacıların veya şehir ve ülke dışından insanların bize ve verimlerimize kolayca ulaşıp istifâde edebilmesi için:

İnternet üzerinde, bünyesinde zengin bir “yazılı-görüntülü-sesli” muhtevanın bulunduğu yeni ve kapsamlı bir site kurulması yahud mevcud sitelerimizin bu istikamette zenginleştirilmesi…

Kurumumuza bağlı faaliyetlerin, hem eğitim hem de uygulama olarak, birbirini besleyip geliştirici biçimde içiçe, ancak iki ayrı koldan yürütülmesi…

Meselâ, bir yandan sinema eğitimi verilirken, diğer yandan kısa veya uzun filmler çekecek bir ekibin organizasyonu…

Bir yandan tiyatro eğitimi verilirken, diğer yandan tiyatro sahneleyecek bir grubun teşkili…

Bir yandan müzik eğitimi verilirken, diğer yandan müzik icrâ edecek bir ekibin oluşturulması…

Bir yandan resim eğitimi verilirken, diğer yandan resimlerini sergileyecek bir ressamlar kadrosunun teşkilâtlandırılması…

Bir yandan sanat ve edebiyat eğitimi verilirken, diğer yandan sanat ve edebiyat organizasyonları gerçekleştirecek bir kadronun bulunması…

Bir yandan an’anevî veya modern uygulamalı sanat eğitimi verilen atölyeler kurulurken, diğer yandan böylesi sanat ürünlerinin muntazaman sergilenmesi…

Bu süreçte, tüm bu kültür-sanat grubları tarafından, hem kurum bünyesinde hem de dışarıda organizasyonlar düzenlenmesi…

Gerek teorik gerek uygulamalı fikir-ilim-sanat çalışmaları bakımından, sadece kendi binamızdaki faaliyetlerle yetinmeden, başka kültür-sanat merkezlerinde, eğitim kurumlarında, sanat galerilerinde, toplantı, sinema, sergi, konser veya kongre salonlarında da faal olunması…

Bu çerçevede; seminer, konferans, panel, sempozyum, atölye çalışması, sergi, konser, sinevizyon, film gösterimi gibi organizasyonlar gerçekleştirilmesi veya böylesi organizasyonlara iştirak edilmesi…

Toplumdaki her insan ve meslek grubunu eğitici akademik, meslekî veya popüler seminer ve kurslar, sertifika programları, üniversite öğrencilerinin veya akademisyenlerin ihtiyacı olan yabancı dil veya Osmanlıca kurslarının, tez danışmanlığının yanısıra; bakanlıklar ve belediyelerden alınabilecek çeşitli projeler gibi çok geniş bir yelpazeye açılabilecek bir faaliyet çeşitliliği ve zenginliğinin süreç içerisinde temini…

Kitabçık, broşür, bültenler, ama bilhassa belli periyodlarda akademik dergi veya dergilerle birlikte, kadınlara, çocuklara veya farklı meslek grublarına yönelik ihtisas yayınlarının çıkartılması; yanısıra, fikir-ilim-sanat merkezli veya meslekî kitab yayıncılığı yapılması…

Bir yandan yeni devlet ve dünya düzeni teklifimiz sunulurken, diğer yandan böyle bir ihtiyacın gündemleştirilmesi; bu konularda araştırma yapacaklara her safhada rehberlik edilmesi; bu konularda başka yerde bulamayacakları zengin bir arşiv ve kütübhânenin temin edilmesi…

Anadolu merkezli kendi devlet ve dünya düzeni teklifimizle ilgili olarak farklı kişi ve grublar tarafından ayrı ayrı yürütülen çalışmaların birbirini tamamlayıp desteklemesi, birbiriyle tutarlı ve sonuçta yetkin kılınması için gereken istişare ve koordinasyonun sağlanması…

Hem hayatın hem de fikir-ilim-sanatın her sahasında “alternatifimizin” ne olduğuyla ilgili makale, broşür, kitab, rapor, görüntülü yayın, basın açıklaması gibi metinlerin ve muhtevanın kadromuzca veya dışımızdan hazırlanmasının teşvik edilmesi ve mümkünse ödüllendirilmesi…

Dünya görüşümüzle her kesim arasında bir köprü ve cazibe merkezi rolü görebilecek seviyeli, çok renkli ve prestijli bir vitrin kadronun bir yandan tesisi, bir yandan da zaten var olan kadronun desteklenmesi…

Dünya görüşümüzün her bir eseri için ayrı ayrı tanıtıcı, öğretici, genişliğine ve derinliğine inceleyici metinler, broşürler, makaleler, eserler, videolar, slaytlar ve benzeri materyallerin hazırlanması; düzenli seminer veya ders programlarının yürütülmesi…

Kurumumuz içi veya dışı seminer, konferans, panel, sempozyum, basın açıklaması, görüş beyanı gibi program veya ifâde vesilelerinin videoya çekilerek bir “görüntülü kütübhâne” hâlinde hem ilgilenenlerin hem de geniş kitlelerin istifâdesine arzedilmesi…

Dünya görüşümüz çizgisinde yayınlanmış tüm dergi ve eserlerin bulunabileceği, piyasada baskısı olmayan dergi veya eserlerin ise fotokopi veya tıpkı basımla ihtiyacı olanlara sunulabileceği bir arşiv, kütübhâne ve fotokopi hizmetinin sağlanması…

Mevcud eğitim sistemindeki müsbet yaklaşımları pekiştirici, eksiklikleri ikmâl edici ve ihtiyaç duyulanları teklif edici bir eğitim desteğinin ve programının her yaş grubu ve eğitim kurumu türü için geliştirilmesi…

Buna paralel olarak; mevcud eğitim kurumlarını dışarıdan takib edenlere veya etmek isteyenlere destek programlarının sağlanması yahud rehberlik edilmesi…

Süreç içerisinde kurumumuz bünyesinde kurulacak Araştırma Masalarının amaçları ise şu şekilde sıralanabilir:

İdealimiz olan “Aydınlar Aristokrasisi”ne giden yolu fakülte fakülte açmak ve ilk hedefimiz olan “aydın sınıfımız”ın doğumunu hızlandırıp teşkilâtlanmalarını sağlamak…

Her tür faaliyet ve organizasyonumuz için ihtiyaç duyacağımız profesyonelleri bünyemizde yetiştirmek veya cezbetmek; mesleği, vazifesi, meşguliyet sahası, sanatı, zanaatı, ilgi alanı, özellikle eğitimini aldığı fikir-ilim-sanat dalı üzerinde her ferdi düşünmeye, araştırmaya, üretmeye sevk ve teşvik etmek…

Bünyemize yahud faaliyetlerimize katılan veya aktif destek vermeye gönüllü herkesi, dilediği sahada yetişecek yahud diğerlerini yetiştirecek, en azından bu iki zümreyi bilfiil destekleyecek bir sorumluluk ve verimlilik zevkine muhatab kılmak…

Aşağıdaki Araştırma Masaları teşkil edilir ve gönüllülük esasına göre masa temsilcileri yahud kadroları seçilir. Bir kişi, aynı ânda birden çok araştırma masasının temsilcisi veya kadrosu olabilir.

Diğer yandan, bir masanın temsilcisi olmak, her zaman o masanın “uzman”ı olmak anlamına gelmeyebilir, sadece “araştırıcı”sı olmak ve kendini o sahada yetiştirmeye talib olmak da mümkün ve güzeldir.

Belli bir formasyon gerektiren bir temsilcisi yahud gönüllüsü henüz çıkmamış Araştırma Masaları ise, başlangıçta boş bırakılır ve uygun kadrolar bünyemize katıldıkça yahud gönüllüsü çıktıkça tek tek ikmâl edilir.

Araştırma Masaları, verimlerini kurumumuz dergilerinde, sitelerinde yahud kitablarında paylaşabilirler. Tek şart, az veya çok, ancak düzenli olarak rapor veya verimlerini hazırlayıp yayınlamalarıdır. Araştırma Masalarımızın listesi, alfabetik sıraya göre şu şekildedir:

Ahlâkî ve Hukukî Araştırmalar Masası; Başyücelik Araştırmaları Masası; Çocuk, Kadın ve Aile Araştırmaları Masası; Dil Araştırmaları Masası; Dinler Tarihi, Mitoloji ve Halk Kültürü Masası; Edebî Araştırmalar Masası; Eğitim Araştırmaları Masası; Hikemî ve Felsefî Araştırmalar Masası; İktisadî Araştırmalar Masası; İslâmî İlimler Masası; Kadîm ve Sıradışı İlimler Masası; Kültürel Araştırmalar Masası; Basın ve Medya Araştırmaları Masası; Metodolojik Araştırmalar Masası; Millî ve Modern Uygulamalı Sanatlar Masası; Müzik Araştırmaları Masası; Pozitif Bilimler Masası; Proje, Propaganda, Teşkilâtlanma Araştırmaları Masası; Resim, Grafik ve Plastik Sanatlar Masası; Ruhiyat Araştırmaları Masası; Sanat ve Estetik Araştırmaları Masası; Sinema ve Sahne Sanatları Masası; Siyasî ve Stratejik Araştırmalar Masası; Sosyal Araştırmalar Masası; Spor Araştırmaları Masası; Şehircilik ve Mimarî Araştırmalar Masası; Tarih Araştırmaları Masası; Tasavvufî Araştırmalar Masası; Teknolojik Araştırmalar Masası; Tıbbî Araştırmalar Masası; Ziraat, Hayvancılık ve Çevre Araştırmaları Masası…

Şahsiyet ve teşekkül olarak tüm gönüldaşların katkısını değerlendirecek şekilde,”Büyük Doğu-İBDA Tarihi” araştırmalarının gerçekleştirilmesi ve ilk etapta, İBDA Mimarı Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun doğumundan şehâdetine kadar uzanan dönem üzerinde yoğunlaşılması…

İBDA bağlılarının sözkonusu dönemdeki tüm fikir, ilim, sanat, siyaset, aksiyon faaliyetleri üzerindeki araştırmalarda ise, bilhassa bedel ödemiş yahud önemli verimler ortaya koymuş şahsiyetlerin şâhidliklerinin çok çeşitli şekillerde verimlendirilip kalıcılaştırılması…

İBDA Tarihinin iyi-doğru-güzel örneklikler çerçevesinde yazılmasını vasiyet eden İBDA Mimarı’nın emrine titizlikle riayet edilmesi; şahsiyet veya hâdiselerin takdim ve takdirinde, O’nun tüm bu şahsiyet veya hâdiseleri külliyatındaki takdim ve takdir tarzının ölçü alınması…

Kanunî mahzur taşımayacak şekilde verimlendirilecek şâhidliklerin ve gerçekleştirilecek araştırmaların; editoryal hazırlıklar tamamlanınca, yazılı-sesli-görüntülü röportajlar, kitablar, videolar, makaleler, internet siteleri zemininde peyderpey kamuoyuyla paylaşılması…

Büyük Doğu-İBDA, İslâma muhatab anlayışın dünya görüşüdür. Şu hâlde, hem müslüman hem muhatab olabilmek bakımından; akaidiyle, fıkhıyla, tasavvufuyla, dinî ilimlerin dili Arabçasıyla, bize İslâmı öğretip ilim, amel, ihlâs kazandıracak temel medrese formasyonunun teşviki…

Büyük-Doğu-İBDA, İslâm tasavvufu önünde Batı tefekkürünü hesaba çekmenin mihrakıdır. Şu hâlde, Batı fikir, ilim, sanatına en derinden nüfuz ve Batı’yı süzmek için, Batı medeniyetinin kök dilleri Yunanca ve Latinceden pay alarak, her branşta “akademik” formasyonun teşviki…

İslâm’ın dünya hâkimiyetinin; her sahada, dostun da düşmanın da KÖKLERİNE nüfuz etmeyi sağlayıcı bir medeniyet okulu-medresesi müfredatı üzerinde yetişecek “gerçek ve derin Müslümanlar”ın eseri olacağının uyarılması…

İslâm’ın dünya hakimiyetinin; Büyük Doğu-İBDA’nın gösterdiğince, İslâm tasavvufu önünde Batı tefekkürünü hesaba çekip, herşeyi yeniden yazarak ve yapılandırarak, kendi idealini yepyeni bir fert, toplum, devlet ve dünya nizâmı hâlinde örnekleştirmek olduğunun vurgulanması…

Dolayısıyla; yeni bir medeniyet tasavvurunun, kendi medeniyet KÖKLERİNDEN cansuyu devşirilmeden tesis edilemeyeceğinin; bunun da bizim için tekke, medrese, ayrıca üniversite altyapı ve formasyonu kazanmayı gerektirdiğinin bünyemizde şuurlaştırılması…

“İslâm inkılâbı fiilen nasıl gerçekleşecek?” sorusuna cevabı, “duâ ordusu himmet etmeden, dünya ordusunun zaferine inanmıyoruz!” olan insanlar olarak; mânâda Nakşî köklere, maddede ise dünyadaki dallarına istinad şuurunun daim ve diri tutulması…

Bir yandan Nakşî-Halidî medrese müfredatı geleneğiyle Büyük Doğu-İBDA’nın hikemî zenginlik ve tekliflerini harmanlarken, diğer yandan da Batı tefekkürünü Batı’nın köklerinden kavrayabilecek bir okullaşma, medreseleşme ve ocaklaşmanın tesisi…

Müslüman aydın namzedinin; hangi alanda ihtisas yapacak olursa olsun, mümkünse hoca-talebe usulüyle ehlinin önünde diz çökerek, önce temel İslâm akaid ve fıkhını öğrenmek, bu süreçte öğrendiklerini amelî noktada titizlikle tatbik etmekle mükellef olduğunun başa alınması…

Akaid ve fıkıh tedrisiyle birlikte, mutlaka klasik Arabçaya başlanması, bir yandan da ruhunu-kalbini mamûr etmek üzere tasavvufî terbiyeye girilmesi ki, bunun da esas olarak, tekkeyi mündemiç bir medrese eğitimine adım atmak olduğunun unutulmaması…

Bizlere, meâlen, “İbdacı olmazdan önce insan-müslüman olmamızı” ihtar eden İBDA Mimarı’nın murâdı çerçevesinde de kıymetlenmek üzere, dünya ve âhiret saadetini tekeffül edici olarak, müslüman aydın namzedinin önceliğinin tekke-medrese altyapısı olduğunun telkini…

Ne var ki, sadece tekke ve medreseyle yetindiğimizde, belki iyi bir mü’min ve iyi bir müslüman olurken, maalesef fikirde, ilimde, sanatta, siyasette ve aksiyonda, devlet ve dünya hâkimiyetini küfre terkettiğimizin farkedilmesi…

Diğer yandan; tekkesiz ve medresesiz biçimde, sadece dinsiz rejimin okulları, kurumları, ortamları ve üniversiteleriyle yetindiğimizde ise, artık dış dünyayı tanımaya ve tutmaya başlarken, bu sefer de dejenere olmaya başladığımızın yine farkedilmesi…

Şu hâlde gerekenin; kalbi tekkede, ilk eğitimi medresede, fakat İslâm’ın dünya hâkimiyeti kavgasını, tüm fikir, ilim, sanat dalları ve zeminleriyle birlikte siyaset ve aksiyonda, rejim üniversiteleri de dahil her yerde verecek YENİ DERVİŞLER olduğunun bilinip bildirilmesi…

Kalbi tekkede demek, intisabı olmasa da muhabbeti olmak; tekke terbiyesi demek, herhangi bir Nakşî medresesinden herhangi bir dersi almak; derviş demek, bir mevzuya adanmak olsa da bizim için, Âhirzaman fitneleri deminde en güzelinin, ayrıca intisab olduğunun da bilinmesi…

Her nasıl olunursa olunsun, fikir-ilim-sanat sahasındaki erlerimizin, ibadet ve nefsle mücahede bakımından, İslâmî İlimler yahud aksiyon sahasındaki erlerimizden asla farklı olamayacağının ve hiçbir mâlâyaniye ve nefsanî zevke ruhsat bulamayacağının mutlaka benimsetilmesi…

İster eski usul İslâm tedrisatından gelinsin, ister yeni usuller üzerinden müslüman olunsun, “bizden olan” zaten bizimdir; ancak meselemizin, “alışık oldukları kalıblar” sayesinde, henüz “bizden olmayan” tüm bir insanlığın hidayetine vesile olmak olduğunun idrak edilmesi..

Yakın tarihimizde geçirdiğimiz olağanüstü siyasî süreç dolayısıyla; Büyük Doğu-İBDA bağlısı ilk nesillerin fikir-ilim-sanat sahasında iştigal eden emekçilerinin mesuliyeti yahut mazuriyeti ile yeni nesillerin mükellefiyetinin farklı olduğunun anlaşılıp anlatılması…

Eserlerini İslâm’ın dünya hakimiyeti ve dünya çapında bir İslâm Rönesansı için kaleme alan İBDA Mimarı’nın murâdına denk olarak; yeni nesillerimizin de dünya çapını hedefleyen bir fikir-ilim-sanat formasyonu kazanma memuriyetine muhatab olduklarının anlaşılıp anlatılması…

Bu çerçevede; gençlerimize temel eserlerden başlamak üzere bir yandan Büyük Doğu-İBDA külliyatı okutulurken, diğer yandan da -önce medrese, sonra üniversite olarak da kısaca özetlenebilecek- şu altyapı formasyonunun SIRASIYLA ve HIZLICA kazandırılmaya çalışılması…

Üst katlardan başladıktan sonra dönüp temel atma abesi yerine, binaya temelden başlayıp kat çıkma esasınca:

Temel Akaid, Temel İlmihal, Osmanlıcaya Giriş, Arabçaya Giriş, İngilizceye Giriş, Tefsire Giriş, Hadise Giriş, Mantığa Giriş, İslâmî İlimler Metodolojisine Giriş, Tasavvufa Giriş, Akademik Araştırma Tekniklerine Giriş, Farsçaya Giriş, Eski Yunancaya Giriş, Latinceye Giriş, İslâm ve Batı Fikir Klasiklerini Kronolojik Sırayla Okumaya Başlayış ve İstenilen Alanda ve Sözkonusu Alanın Gereklerine Göre Uzmanlık…

Eğitimcinin anlattığı, talebeninse sadece pasif biçimde dinlediği projelerin neticesizliği ve verimsizliğinden dolayı; talebelerin, her safhada, “ifâde çetinliğini yaşama”ya, bu çerçevede, akademik formatta yazarak ve kürsüde konuşarak kendini ifâde etmeye teşvik edilmesi…

Akademya’nın önümüzdeki dönem için hedefleri genel olarak bunlar olup, yakınımızda veya uzağımızdaki herkes ve her kesimle bu uğurda işbirliği yapabileceğimiz gibi, başta söylediklerimizi tekraren, “telif hakkı bulunmayan” bu hedefleri her kim gerçekleştirirse duacısı ve destekçisi olacağımızın da bilinmesini arzu ederiz.

NOT:

Büyük Doğu-İBDA; köyü, şehrin/medeniyetin maddî/mânevî hammadde kaynağı gördüğü gibi, sanayileşmeyi de ziraat temeli üstünde yükseltir. Akademya olarak, İslâm Devriminin de, tarikat/medrese temelli/tabanlı bir halk/aydın hareketiyle başarılacağına inanıyoruz. (bkz. 15 Temmuz)

TARİKATLAR’ın bizim için çok anlamı varsa da, kısaca: ANADOLU MAYASI’nı imânî, kültürel, siyasî yozlaşmadan olabildiğince kurtaran KALELER, tufanda sığınılacak KAYALAR, karanlık bastığında yolumuzu aydınlatan FENERLER’dir onlar. Şahıslar gider, partiler dağılır, onlar SARSILMAZ!

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi giriniz!

İlginizi Çekebilir