Dr. ŞAKİR DİCLEHAN KİMDİR
Şakir Diclehan, 1947 yılında Diyarbakır İl merkezine bağlı Mermer Nahiyesi’nde doğdu. İlkokulu aynı nahiyede, orta öğrenimini ise 1966 ‘da Diyarbakır İmam Hatip Okulu’nda
tamamladı. Dışarıdan sınava girerek 1967 yılında Diyarbakır Ziya Gökalp Lisesi’nden lise diplomasını aldı. Eğitiminin yüksek kısmını, İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü ve bir yıllık farkla devam ettiği İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirerek diploma almaya hak kazandı.
Öğrencilik yıllarında Doğudaki Medrese hocalarından Arapça ve Farsça dersler alarak dil ve dini konulardaki bilgisini geliştirdi. Yüksek Öğrenimini tamamlayınca, Diyanet İşleri Başkanlığının taşra teşkilatında çeşitli görevlerde bulundu.
Edebiyat Fakültesi’nde 1971 yılında “Erzurumlu İbrahim Hakkı ve Marifetnâme” konulu doktora tezi çalışmalarına başladı. Fakültede açılan sınavı kazanmasına rağmen, iki yıllık bir gecikmeyle, ancak 1975 yılında Asistanlığa atanabildi. Hazırladığı doktora tezi, Fakültede hocalar arasındaki çekişmeler nedeniyle ret edildi. Hukuki mercilere başvurması sonucu hazırladığı tez, Danıştay kararıyla çeşitli üniversitelerden seçilen bir komisyon tarafından kabul edildi. Sahip olduğu inanç ve düşünceden ötürü, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nin ertesinde İstanbul Üniversitesi Senatosu kararıyla, doçent olmak üzere iken,1981 yılında görevine son verildi.
Başta Diriliş olmak üzere çeşitli dergi ve gazetelerde yazılar yazan Diclehan, Türkçe, Arapça, Farsça, İngilizce ve Kürtçe olmak üzere beş dil bilmekte ve bugüne kadar 10’nun üzerinde çeşitli konulardaki eserlere imza atmış bulunmaktadır. Alanında bir ilk olan “Sanat ve Düşünce Dünyasında SEZAİ KARAKOÇ isimli eseriyle edebiyat dünyasında ses getirdi.
Son olarak: Yeni Belgeler Işığında BEDİÜZZAMAN’IN ESARET YOLCULUĞU ile Sezai Karakoç’un Gözüyle NECİP FAZIL KISAKÜREK isimli eserleri, bilinmeyen bazı gerçekleri ortaya koymanın ve yeni bilgiler gündeme taşımanın mutluluğunu yaşamaktadır.
Dr. Şakir Diclehan, halen ülkenin çeşitli yerlerinde dolaşarak konferanslar vermenin, yazı çalışmalarını sürdürmenin, değişik ve farklı eserler yazmanın ve bunları gün ışığına çıkararak okuyucuya ulaştırmanın çaba ve gayreti içindedir.
