Seri katillerin, erken çocukluk döneminde ortaya çıkan birtakım psikolojik özellikleri vardır. Çoğunlukla cinsî istismar, fizikî istismar, hayvanlara işkence, yangın çıkartma, yatak ıslatma, sık sık hayal kurma, sosyal izolasyon, kronik yalan söyleme gibi davranışlar, seri katillerin çocukluk dönemini karakterize eder.
Yetişkin olduklarında fantezilerine bağımlıdırlar; empati eksikliği, sürekli uyaran dürtüsü, hayatında hedef eksikliği, düşük özdenetim ve düşük şahsî güç duygusu vardır. Empati ve pişmanlık eksikliği, sathî çekicilik ve şişirilmiş öz değerlendirme, psikopatinin özelliklerindendir. Seri katillerin öldürmeye yönelik zihnî bir bağımlılıkla birlikte, bir tür narsistik kişilik bozukluğuna sahip oldukları da söylenmektedir. Seri katillerin psikolojik profillerinde ana tema, erken çocukluk döneminde başlayan ve güçlü bir hayal gücüyle ilişkilendirilen sık hayal kurmadır. Bu durum, seri katilin izolasyonuna ve bu izolasyondan kaynaklanan yetersizlik duygusuna karşı korumaya alarak, onun fantezi dünyasında yaşamasına yol açar.
Birçok seri katil; yedi sekiz yaşlarından itibaren, zihinlerinde geliştirdikleri ayrıntılı ve şiddet muhtevalı fanteziler (güç, işkence, cinayet) sebebiyle suçlarını işlemektedirler. Çocukken geliştirilen bu saldırgan hayaller, ergenlikten olgunluğa kadar gelişmeye devam eder ve sonunda gerçek dünyaya salınırlar. Birbirini izleyen her kurbanla birlikte, gerçek hayat tecrübelerini fantezi kadar mükemmel hâle getirmek için çabalayarak, eylemi en ince ayrıntısına kadar ayarlamaya çalışırlar. Yüzde doksanını erkeklerin oluşturduğu seri katiller, kitlesel ve seri katilleri kapsayan diğer çoklu katil türü olan öfke katillerinden ayırt edilmelidir. Tipik bir seri katil; cinayetleri arasında normal hayatına geri dönerken, ayrı olaylarda tek bir kurbanı öldürür ve bu örüntüyü yıllarca sürdürebilir. Buna karşın, bazı seri katiller genellikle gerçek yahut kışkırtılmış intiharla sonuçlanan tek bir olayda çok sayıda kişiyi öldürür. Çoğu zaman cinayet nedeni psikolojiktir.
Suçlunun davranışları ve olay yerinde gözlemlenen fizikî deliller genellikle sadist, cinsî imaları yansıtacaktır.
Genellikle dört farklı seri katil kategorisi ayırt edilir:
1) Hayalperest: Kendisine öldürmesini söyleyen halüsinasyonlara ve vizyonlara maruz kalır.
2) Misyoner: Belirli bir insan grubunu (fahişeler, etnik gruplar) ortadan kaldırmak için av “görevlerine” gider. Misyoner katiller, belirli bir insan grubundan kurtuldukları, böylece topluma iyilik yaptıkları gerekçesiyle eylemlerinin haklı olduğuna inanırlar.
3) Hedonistik: İki alt türü vardır.
a- Şehvet motivasyonlu: Cinsî hazzı cinayetle ilişkilendirir. İşkence ve nekrofili erotikleştirilmiş deneyimlerdir.
b- Heyecan motivasyonlu: Öldürmekten heyecan duyar; kurbanın son ıstırabından heyecan ve coşku duyar.
4) Güç ve kontrol arayışı: Birincil güdü, çaresiz bir kurban üzerinde üstünlük kurma, kendi derinlerinde yatan değersizlik duygularını bir kurbana tamamen hükmederek telafi etme ihtiyacıdır.
Maddî kazanç için birden fazla cinayet işleyen suçluların çoğu (banka soyguncuları, uyuşturucu işindeki tetikçiler veya mafya gibi) seri katil olarak sınıflandırılmaz. Çünkü psikopatolojik dürtüden ziyade ekonomik kazançla motive olurlar.
Pek çok seri katil olay yerinden bir hatıra, hattâ değerli bazı eşyaları alabilir, ancak maddî kazanç itici bir neden değildir. Yine de kâr amaçlı katiller ile seri katil türleri arasında net bir sınır yoktur. Banka soyguncuları ve diğer silahlı soyguncular, uyuşturucu sektöründeki tetikçiler, mafya yahut diğer çeteler gibi kâr amaçlı diğer çoklu katiller genellikle seri katil olarak kabul edilmez. Savaş suçluları, kitlesel katiler (teröristler dahil), partnerini kıskançlık nedeniyle öldürenler seri katil olarak kabul edilmemektedir.
Ahbes sıfatıyla tanıdığımız seri katilin portresini bu bağlamda inceleyelim:
Bu seri katili diğerlerinden ayıran en önemli özelliği, cinayetleri kendi eliyle değil de emrindekilere yaptırmasıdır. Seri katiller çoğunlukla belirli bir sınıfa karşı cinayet işlerler. Meselâ, çocuklar, kadınlar, yaşlılar gibi… Bu şahsın hedef aldığı sınıf, Müslümanlardır. Kurduğu düzmece mahkemeler ile Müslümanları asarak öldürmüş ve bundan zevk almıştır. Birçok yerde çoluk, çocuk, kadın, ihtiyar demeden katliam yaptırdığı, hattâ köylerin etrafını tel örgüyle çevirerek, içindekileri ateşe vererek öldürttüğü bilinmektedir.
Seri katillerin aynı zamanda cinsî sapık olmaları ve işledikleri cinayetlerden cinsî zevk aldıkları düşünülecek olursa, bu şahsın da diğer seri katillerle aynı özelliği taşıdığı tesbit edilir. Bazı seri katillerin, çocukluklarında cinsî istismara uğradığı bilinmektedir. Bu şahsın da eşcinselliği sabit olduğu gibi, çocukken cinsî istismara uğramış olması da ihtimal dahilindedir. Kaldı ki, bir çoban tarafından iğfal edildiği rivayetler arasındadır.
Bütün seri katiller gibi narsisttir. Şişirilmiş bir egosu vardır. Psikopatlarda görülen empati yokluğu, pişmanlık göstermeme gibi hâlleri de mevcuttur. Seri katil tiplerinden olan Misyoner seri katiller; belli bir insan grubunu öldürerek ortadan kaldırıp, diğer insanlara iyilik ettiklerini düşünürler. Bu şahıs da Müslümanları öldürterek, Müslüman olmayan diğer insanlara hizmet ettiğini düşünmektedir. Hedonistik türünden seri katillerde olduğu gibi işlettiği cinayetlerden zevk aldığı varsayılabilir, çünkü onbinlerce Müslümanın kanına girmiştir ve kana doymamıştır. Kimi seri katillerin kontrol ve güç arayışında oldukları, bunu kurbanına hükmederek yaptıkları bilinmektedir. Sözkonusu şahsın da, Müslümanların üzerinde yaptığı zulüm ve işkencelerle bu arayışını yerine getirdiği açıkça bellidir.
İncelediğimiz bu seri katil, sadece bedenleri ortadan kaldırmamış, aynı zamanda ruhları da öldürmüştür. Öldürttüğü bedenlerden çok öldürdüğü ruhların sayısı daha fazladır. Aslında tam bir ruh katilidir. Bunu yaparken zihinleri iğdiş etme yöntemleri kullanarak, öldüremediği ruhları da bu işkence ile sakat bırakmıştır.
En çok kullandığı ruh işkencesi insanların dilini kesmektir. Dilsiz kalan insanlar, dinini de anlayamamış, toplum içinde İslâm ruhunu öldürecek büyük bir hamle yapmıştır.
İşin asıl kötü tarafı; bu seri katil sistemleşmiş, toplumun bütün hücrelerine habis ruhuyla sızmış olup cinayetlerine hız kesmeden devam etmektedir. Öldükten sonra da cinayet işleyebilme özelliği ile hem beden hem ruh katili olan bu şahıs, tarihin görüp görebileceği en büyük seri katildir.