28 Şubat Gazilerine Özgürlük

Hatırla

Star Gazetesi yazarı Yakup Köse’nin “Son 28 Şubat Olsun” kampanyasına katkı olarak, Hayreddin Soykan’ın bugün neden tutuklu olduğunun hikâyesini kısaca anlatmaya çalışalım.

28 Şubat 1997… “Rejim aleyhtarı irticai faaliyetlere karşı alınması gereken tedbirler” başlığı altında MGK kararlarının yayınlandığı tarih… Çeşitli alanlarda atılan adımlarla Müslümanların nefes almasının dahi yasaklandığı süreç… Başörtüsü yasakları, dindar Müslümanların memuriyetlerinden ihracı… Parti kapatma davaları… Pek çok Müslümanın evine düzenlenen polis baskınları… Kumpaslar… BÇG’nin fişlemeleri… Müslümanları tehdit eden açıklamalar: “Gerekirse silah bile kullanırız!”, “28 Şubat Bin Yıl Sürecek!”, “İrtica PKK’dan tehlikeli!”…

30 Mart 1997… MGK Kararlarının üzerinden bir ay dahi geçmeden Akademya Dergisi Editörü Hayreddin Soykan, Yeni Yüzyıl gazetesine 28 Şubat Darbecilerinin “gerekirse silah kullanırız” açıklamasına meydan okuyan şu açıklamayı yapıyor: “Bize karşı silah kullanılırsa biz de silah kullanırız!” Açıklamasında, bütün İslamcı STK’ların Müslümanlara karşı silah kullanıldığı ânda, aynı şekilde karşılık vereceğinin altını çiziyor. Müslümanların bu baskılara boyun eğmeyeceğini söylüyor. Yeni Yüzyıl bu haberi gazetenin manşetinden veriyor.

31 Mart 1997… Fetö’nün Zaman Gazetesi Yeni Yüzyıl manşetinden müthiş rahatsız oluyor ve hemen ertesi gün, şöyle bir haber yapıyor: “Yeni Yüzyıl’a yakışmadı!” Yakışmayan ne? “Kim olduğu belli olmayan” Hayreddin Soykan’a dayanarak, İslamcıların askeri darbeye karşı direneceklerini söylemek… MGV, Ülkü Ocakları, Nizamı Alem gibi STK’ların böyle bir “direnç göstermeyeceğine” dair açıklamalar yaptığının altını çizen haberde geniş bir şekilde bu açıklamalara yer vererek, İBDA’yı yine “marjinal bir örgüt” olarak nitelemeyi de ihmal etmiyor. Elbette “C” takısını da ekleyerek… Oysa Hayreddin Soykan açıklamasını “Akademya Dergisi Editörü” olarak yapıyor. Ki bu süreçte, Akademya Dergisi çıkmaya devam ediyor ve ses getiren kültür-sanat organizasyonlarına imza atıyor.

Hayreddin Soykan’a Yeni Yüzyıl gazetesine yaptığı açıklamalardan dolayı Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde dava açılıyor. Gazetenin sahibi Dinç Bilgin de bu manşet sebebiyle Selimiye Kışlası’na çağırılıyor ve darbeci askerlerden fırça yiyor…

Darbeci askerler, Darbeci medya ve Fetö’nün işbirliğini bu çarpıcı hadiseden de okuyabilirsiniz…

“Bu Adamı Yakalayın”

Hayreddin Soykan sadece bu açıklama ile yetinmiyor. İnternet aracılığıyla çeşitli basın-yayın organlarına, bürokrat ve milletvekillerine, 28 Şubat darbesine karşı bildiriler gönderiyor.

17 Ağustos 1999 depreminin ardından Hayreddin Soykan ve arkadaşları aileleriyle birlikte Kaşgari Dergahı’nda çadırlarda kalırken, dergah polis tarafından basılıyor ve gözaltına alınıyorlar. Vatan Terörle Mücadele Şubesi’ne götürülüyorlar.

Süleyman Demirel’in, “bu bildirileri gönderenleri tutuklayın” şeklinde talimat verdiğini aktarıyor bir terörle mücadele polisi, Soykan’a…

Hapis, İşkence ve Şehadet!

İbda Mimarı Salih Mirzabeyoğlu’nun 1998 Aralık ayında çocuklarını almak üzere gittiği okulun önünden gözaltına alınarak tutuklanmasının ardından gönderildiği Metris Cezaevi’ne götürülüyor Hayreddin Soykan ve arkadaşları…

25 Ocak’ta meşhur Noel Baba operasyonu yapılıyor Metris’e… Darbeci askerler ağır silahlarla duvarları, çatıları delerek saldırıyor bir avuç Müslümana. Sancar Kartal isimli bir genç ağır silahlardan çıkan kurşunlarla şehid ediliyor. Pek çok kişi de G-3 mermileri ile yaralanıyor. Hayreddin Soykan da bacaklarından vuruluyor ve ağır yaralı olarak yaralı arkadaşlarıyla birlikte çıkarıldıkları Metris’ten hastaneye götürülüyor. Tedavileri henüz bitmeden, doktorların çıkmalarına müsaade etmemesine rağmen, yaralı olarak Kartal Cezaevi’ne götürülüyorlar.

Kartal cezaevine girerken, yaralı halde ve sadece iç çamaşırları üzerlerindeyken işkenceye maruz kalıyorlar. Sedyeyle götürdükleri Hayreddin Soykan’ı ıslatıyorlar, dövüyorlar ve yaralarına bilhassa vuruyorlar. Sedyeden düşürerek 10 metre boyunca sürüklüyorlar o halde. Yanındaki yine yazar olan arkadaşının kurşun yarası olan bölgesine kalem soktuklarını görüyor Soykan, darbeci askerlerin… Daha anlatılamamış, anlatamadığımız nice işkence…

Aynı süreçte Bandırma Cezaevi’ne de Noel Baba Operasyonu gerçekleştiriliyor ve orada da Hasan Meriç isimli genç şehit ediliyor ve cezaevinde bulunan İbda bağlılarının pek çoğu da silahla yaralanıyor.

Ve ne oluyor? Bu “operasyon” ve “baskın”ın faturası da, yaralanan ve öldürülen tutuklulara kesiliyor. Hepsi, bu operasyon sebebiyle ayrıca yargılanıyorlar. Bu davanın dosyası da hâlâ Yargıtay’da…

28 Şubat Gazileri Neden Hapiste?

2017’nin Mayıs ayında Ramazan’dan birkaç gün önce, bahsi geçen 28 Şubat Darbesi karşıtı bildirileri yayınlamak suçundan, 7-8 yıl firari yaşadıktan sonra tutuklanıyor Hayreddin Soykan. Bir yazar, bir öğretmen, bir dernek kurucusu, bir dergi yöneticisi, bir aktivist olarak, 28 Şubat Darbesi’nden 20 yıl sonra “cezasız” kalmıyor yaptıkları!..

15 Temmuz Darbesi’ne direnen Müslümanların asil ruhunu 28 Şubat’ta yaşayan Müslümanların hepsi DGM’lerce saçma sapan gerekçelerle tutuklandılar. Yukarıda anlatmaya çalıştığım Hayreddin Soykan’ın hikâyesi bunlardan sadece birisi…

Bugün, 15 Temmuz Darbe gecesinde, darbecilere direnen gazilerin “yargılanması” nasıl engellendiyse, aynı şekilde 28 Şubat Darbesine direnenlerin de en azından “yeniden yargılanması” zaruri değil midir?

Ressam Cihad Özbolat, İktisatçı-yazar Ali Acar, yazar Yılmaz Dalyan, Karikatürist Yavuz Arslan, yazar Cemil Şahin, ressam ve müzisyen Ethem Köylü, İsmail Uysal, İlhan Doğan ve daha niceleri… Gencecik yaşlarında girdikleri hapishanelerde neden ömürlerini bitirmeleri bekleniyor? FETÖ’cü yargı mensuplarının hapse attığı ve ağır cezalar verdiği gayet açık olan bu insanlara, Fetö ile mücadele edenler tarafından sahip çıkılması gerekmez mi? 28 Şubat Gazileri neden cezaevinde?

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi giriniz!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR