Estetik, yâni güzellik, bedî ölçüsü… Üstadım: Güzellik, doğru ve iyinin, tek kelimeyle hakikatin zarafet ambalajıdır ve kordelası kopunca, kimse yere dökülen maddeleri toplamak ve değerlendirmek zahmetine katlanmaz. Bediî idrakı, içinde akıl ve mantığın pek az, seziş ve bedahet hissinin pek çok olduğu bir mevhibe. Allah onu içimize öyle nakşetmiştir ki, adeta doğru ve iyinin en dakik terazisi ve nizam âleti olarak kalbimizde ayrı bir göz teşekkül etmiştir; bütün güzel sanatlar bu idrakın temelinde… Ve madde gözü şu kadar kilometrenin ötesini göremezken, bu göz hayâlin kanatları üstünde aşk hızıyla uçar, varır, erer ve fetheder. “Allah güzeldir ve güzeli sever!” Hadîsi, İslâm estetik ölçülerinin tohumunu verir. Bu tohumu yetiştirmek ve geliştirmek, cemiyet bahçesini onun fidanları, ağaçları ve çiçekleriyle ziynetli bir fidelik hâline getirmek şart; Şeriate aykırı olmayan her güzel şey İslâmın malıdır. Umulur ki, 15. İslâm asrının yenileyicisi, İslâm’da estetik plânı başa alsın. Zirâ güzellik, hesab ve kitab sordurmadan yakalayıcı, zabt ve teshir edicidir. “Bediî idrak, insan’da güzeli gördüren, mukabili bir yapıp etmedir. Bunun en güzel misâli, yine Üstadım’ın İmân ve İslâm Atlası’nda bir naklinden”: Bir gün Hâlid bin Velid Hazretleri, Arab kabilelerinden birine uğramış ve kabile reisi kendisine: “Yâ Hâlid, bize Allah’ın Resûlü’nü tasvir et! Şekil ve biçimi nasıl?”… Hâlid bin Velid Hazretleri: “İmkânsız… Kelimeler yetişmez!”… —“Şöyle kaba taslak anlat, hülâsa et!”… Cevab: “Gönderilen, gönderenin kadrince olur. Gönderen Allah olduğuna göre, gönderdiğinin şanını hayâl et!”… Üstadım: Hâlid bin Velid Hazretleri’nin bu ifâdelerinden de anlaşılıyor ki, Allah Resûlü’nün güzelliklerini hakkıyla anlatmak mümkün değil!
Kaynak:
https://www.barandergisi.net/olum-odasi-b-yedi/olum-odasi-b-yedi-olum-odasi-386-h3565.html