Warum? Warum? Warum?

Batı’nın şu üç şeyden mürekkeb olduğunu Büyük Doğu-İBDA öğretti bize: Yunan aklı, Roma nizamı ve Hristiyan ahlâkı…

Bütün “Elinofil”ler gibi peşin bir saygıyla gelmiştim Yunanistan’a; lâkin dört yıla yakın kaldığım bu ülkede “Yunan aklı”ndan eser görmedim. “Roma nizamı” semtine bile uğramamıştı. Kilise ile de savaş hâlindeydi devlet.

Tarihî korkularını üzerinden atamamış, önyargılarından kurtulamamış, Şark mübtezelliği ile mâlûl bu devletten sonra; şimdi hiç olmazsa bir devlet ciddiyetiyle muhatabım… Hoş, “nizam”la “bürokrasi”nin birbirine karıştığı da bir vâkıa; buna Amerika’dan pompalanan korkular da eklenince, hepsini anlamlı bulamadığım “warum”lara muhatab oluyorum…

Son günlerde en çok duyduğum kelime bu: “Warum?”

Warum: Neden? Niçin? Niye?

Warum? Warum? Warum?

Meselâ: Ben Batı karşıtı bir ideolojiye inanıyorum, Büyük Doğu-İBDA’ya inanıyorum; şu hâlde neden “Doğu”ya değil de “Batı”ya geliyorum? Bu bir “çelişki” değil mi?

“Warum?”

Nereden başlayayım, nasıl cevablayayım?

«Benim ideolojim, bugünkü “Doğu”nun “Doğucu”su değil» desem?

Büyük Doğu-İBDA’nın, kendini sırf “Batı”ya karşı olmakla izah eden bir dünya görüşü olmadığını mı anlatsam önce?

Burada olmam; evet bir çelişki!

Ancak “çelişki” ile izah edilebilir şey değil bu; büyük bir “trajedi”!

500 yıl önce Batı yaşadı benzer bir trajediyi; görüyorum ki unutulmuş… Hiç kimse için temennî etmem “asyl” olmayı; fakat biz “bugün”ü unutmayacağız, yarın bize sığınacak olanlara “warum” demeyeceğiz!

“Büyük Doğu-İBDA’nın bir fikriyat olduğunu, yeni bir sistem teklif ettiğini söylüyorum; peki bu sistem hayata geçmek isterken şiddet doğurmayacak mı?”

Her fikir gibi Büyük Doğu-İBDA da kendini pratikte görmek ister ve istiyor!

Bu böyle diye fikirler yasaklanmaya kalkılırsa, bu şiddetin ta kendisi olmaz mı; asıl büyük şiddet o vakit doğmaz mı?

Dünyada şiddeti doğuran; yeni ve yol açıcı fikirler, yeni sistem teklifleri değil, fakat bu yeni fikirlere tahammül edemeyen statüko simsarlarıdır.

Bugün Türkiye’deki şiddet ortamının sebebi, kuruluşundan bugüne sistem ihtiyacına cevab veremeyen, bir sosyal uzlaşma ve sözleşme ürünü olmayan, kendi halkının, halkın kimliğinin ve değerlerinin düşmanı olan, tepeden inmeci Kemalist yapılanmadır!

Bütün samimiyetimle umuyorum ki: Türkiye, Büyük Doğu-İBDA veya varsa başka herhangi bir “sistem” etrafında uzlaşmaya varsın, sosyal sözleşmesini imzalasın; ve bir kişinin dahi burnu kanamadan değişim gerçekleşsin!

Bugün 14 Aralık 2003 Pazar…

Ben yeni haymımın ( Heim: Vatan, Yurt, Yuva ) salonunda bir köşeye çekilmiş bu satırları yazıyorum…

Olabildiğince mufassal yazmayı düşünüyorum; uzun soluklu yazmaya hazır hissediyorum yani kendimi…

Tam bu esnada televizyonun sesi sonuna kadar açılıyor…

Cezerî Vahid Amerika’ya ve Bush’a küfürler ediyor…

CNN’de Saddam’ın fotoğrafı; altında “ Capture of Saddam” yazıyor…

Çingene karıkoca yine ikibuçuk Frank hesabı ve burada biraz daha kalabilme plânları yapıyor…

Kürt Seydo Saddam’ın yakalanmasına seviniyor…

Dalay Lama müridânı Tibetliler mırıl mırıl tesbihlerini çekip herzamanki gibi boşluğa bakıyorlar…

Rus çete Migros’tan çaldığı sigaraları yarı fiyatına satmaya çalışıyor…

Yakut, Rus çeteden aldığı birasını yudumluyor…

Zenciler cigara sarıyor…

Bosnalı Hacira kendini pazarlıyor…

Hicran!..

İçimden kalemimi kırmak geçiyor!..

Warum? Warum? Warum?

14.12.2003

Kaynak: “Akademya’ya Doğru Sitesi”, 2001-2005

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi giriniz!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR