İsveç dışişleri bakanı Anna Lindh 11 Eylül günü, Stockholm’de bir alışveriş merkezinde bıçaklanarak öldürüldü…
Anna Lindh’in kısa hayat hikâyesi:
1957’de İsveç’in Nyköping şehrinde doğdu. Ailesi sosyal demokrat ideolojiye bağlıydı ve sosyal demokrat partinin üyesiydi. Hukuk tahsili gördü. 13 yaşındayken Genç Sosyalistler’e katıldı. 1979’da Olof Palme ona, ‘Senin mükemmel bir hitabet gücün var, insanların bundan yararlanması gerekir’ diyerek kendisinin yanında siyâset yapmasını söyledi. O günden sonra kendisine, ‘Palme flicka’ (Palme’nin bir kızı) adı takıldı. 1982 senesinde, 25 yaşındayken İsveç Parlamentosu’na seçildi. 1990’a kadar Sosyalist Gençlik’in liderliğini sürdürdü. Aynı yıl ilk oğlu doğdu. 94’de ikinci oğlu dünyaya geldi. Aynı sene, Çevre bakanı oldu. 1998 seçimlerinden sonra Dışişleri bakanlığına getirildi. Mevcud başbakan Göran Persson’un yerine geçmesi bekleniyordu. Bir dönem Palme’nin gerçek (biyolojik) kızı olduğu iddia edildi fakat Lindh bu iddiaları reddederek babasının bir san’atkâr olduğunu, evinde çalıştığını, dışarıya pek çıkmadığını ve kendisiyle çok yakından ilgilendiğini söyledi. Lindh, ABD’nin politikalarına karşı çıkıyor, Guantanamo’da kurduğu esir kampını insanlık dışı bulduğunu söylüyor ve Iraq müdâhalesinin kabul edilemez olduğunu belirtiyordu. Anna Lindh, Stockholm’e 1 saat mesâfede bulunan Nyköping şehrinde yaşıyordu.
11 Eylül günü bir süpermarkette alışveriş yaparken bıçaklandı. Bir iddiaya göre, batın bölgesinden ve göğsünden, bir diğer iddiaya göre ise, batın bölgesinden ve boynundan yaralanmıştı. İsveç’in en gelişmiş, Dünya’nın da sayılı tıbb merkezlerinden olan Karolinska Tıbb Merkezi’nde ameliyata alındı. 8 saat süren ameliyata rağmen kurtarılamadı ve öldü. Tıbben bakıldığında, batın yaralanmalarında ölüm riski çok yüksek değildir velev ki, damar (özellikle de arter) yaralanması olmasın. Anlaşılan o ki, eylemi gerçekleştiren şahıs işinin ehliydi ve bıçak darbelerini nereye vuracağını biliyordu. Demek ki, hesabı yapılmış bir işti! Katil bulunamadı, bulunsa bile ardındaki irâdeye ulaşılması mümkün olmayacak ve faili belli bir cinâyet olarak tarihe geçecektir. Yine bir 11 Eylül!..
28 Şubat 1986’da ‘babası’ ve İsveç başbakanı Olof Palme, eşiyle berâber sinemadan dönerken, gece saat 23:21’de Magnum 367 marka bir tabancadan çıkan iki kurşunun kafasına isâbet etmesiyle ölmüştü. Katil bulunamadı. Güney Afrika’dan ABD’ye, Vatikan’dan Moskowa’ya oradan da Tel Aviv’e uzanan bir geniş alana yayıldı şübheler, yani dallandı, budaklandı ve amacından uzaklaştı. Palme, ABD politikalarını mahkûm eden tavırlarıyla tanınıyordu ve özellikle de Vietnam savaşında ABD’yi yerden yere vuruyordu. 3. Dünya ülkelerinde ciddî bir sempati kazanmıştı.
Son hâdise üzerine yine herkes, İsveç’te milletvekillerinin, bakanların hattâ başbakanın koruması olmadığnı filan yazıp çizdi. Yanlıştır! İsveç’te, korunması gerekenlerin yakın tâkibini ve korumalığını İsveç Gizli Polis Teşkilâtı SÂPO üstlenmiştir. SÂPO, dünyanın en gelişmiş gizli polis teşkilâtlarından biridir, kimse hayâl görmesin. Yani, Anna Lindh’in koruması yoktu diyenler yanılıyor, doğrusu ‘GÖRÜNÜRDE’ koruması yoktu demek daha rasyonel. İsveç, herkesin sandığı gibi sosyal demokrat bir ülke de değildir. Evet İsveç’te sosyal-demokrat bir kültür gelişmiştir fakat bunu 9 milyonluk İsveç’e teşmil etmek saçma bir iddiadır. Üstelik İsveç bir krallıktır. Sosyal Demokrat bir Krallık. Denebilir ki, kraliyet semboliktir, etkisi yoktur. Bu da yanılgılı bir yaklaşımdır, sokak muhabbetinin bir ürünüdür. İsveç’de kraliyetin, Hristiyan-Demokratlar’ın ve Nordik milliyetçiliğin hattâ Nazizm’in hatırı sayılır bir gücü vardır. Dahası, İsveç’in ciddî bir ‘Derin Devlet’i vardır. SÂPO, 11 Eylül’de olacak olanları bilmiyor değildir. Ayrıca, birkaç gün sonra (14 Eylül) yapılacak Euro referandumu konusunda, İsveç kamuoyunun karşıt tutumu da bellidir. İsterse 10 tane Anna Lindh öldürülsün, referandum neticeleri değişmeyecektir. Bu da mâlûm. Demek ki, eylemin Euro’ya geçişle falan bir alâkası yok. Bu eylemi anlamak için, önce İsveç’i biraz tanımak sonra da İsveç’den dışarı çıkıp günümüz Avrupa’sının içinde bulunduğu durumu tahlil etmek gerecektir.
İsveç niredir? Nedir? Kısaca…
9.asırdan itibâren Vikingler Letonia, Polonya ve Rusya sahillerine yöneldiler. 1016-1032 seneleri arasında, 2. Büyük Knud, aziz Sigfrid’i, bugünkü İsveç topraklarında yaşayanları hristiyanlaştırmak için gönderdi. Aziz Sigfrid, Muzaffer Erik’in oğlu kral Olof’u vaftiz etti ve Wexiow piskoposluğunu ihdas etti. 1397’den itibâren Danimarka, Norveç ve İsveç ‘Kalmar Birliği’ni oluşturdular. 1523’de, İsveç, Gustave Vasa’nın hükümdarlığında bağımsızlığına kavuştu. 1527’de, İsveç Lutherian Kilisesi kuruldu. 1570’de, 3 Taç savaşından sonra İsveç, Baltık’taki hegemonyasına son verdi. 1594-1632 yılları arasında yaşayan Gustave Adolphe’un hükümdarlığında ise Avrupa’nın önemli bir gücü oldu. Riga ile Finlandiya körfezi arasında kalan bölgeyi fethetti. 1617’de Rusya ile yapılan Stolbova antlaşmasına göre, İsveç Carelia, Estonya ve İngria bölgelerine sahib oldu. Bilâhare 30 yıl savaşlarına dahil oldu. 1648’de gerçekleşen Westphalia barışıyla İsveç Oder, Elbe ve Weser hududlarını muhafaza etti fakat ilerleme sağlayamadı. Bu arada İsveç’te hanedân değişikliği oldu. Vasa hanedânı tahtı, İki-Köprü prensi ve 9. Charles’ın küçük oğlu olan Charles 10. Gustave’a bıraktı. Danimarka’ya, Saksonya’ya, Polonya’ya ve Rusya’ya karşı yürütülen büyük Kuzey Savaşı (1700-1721) sırasında evvelâ başarı sağlanmasına karşılık büyük bir hezimet yaşandı. İsveç tahtında 12. Charles vardı. Bu savaşta İsveç, Baltık denizi kıyılarındaki taşra yerleşimlerinden ve İç Pomerania (Almanya toprağı) bölgesinden çekildi. 1743’deki Abo barışıyla, 1. Finlandiya savaşı sona ermiş oldu. 1751’de İsveç tahtı Alman kökenli hanedânlara geçti. Holstein-Gottorp hanedânı ikitidara geldi. Kral Adolphe-Frederic oldu. Fransız Devrimi sırasında, liberal bir kral olan Gustave 3 (1771-1792), Fransa’ya ve devrim sürecine karşı çok düşmanca bir tavır içine girdi ve kraliyet yanlılarını destekledi. Monarşik otoritesini tesis ettikten sonra, bir maskeli balo esnâsında öldürüldü (Bu olay ünlü Müzik adamı Guiseppe Verdi’ye ‘Maskeli Balo’ operasını yazmasında ilham verici oldu).
1808’de, Gustave-Adolphe, Finlandiya’dan Rusya’nın lehine olarak çekilince tahttan devrildi. Zürriyeti olmamasına rağmen Charles 13 kral oldu. Jutland valisi olan fransız mareşali Jean Bernadotte 1818’de, Charles 14 olarak İsveç tahtına oturdu. İç Pomerania ve Rügen’i Danimarka’ya bıraktı, karşılığında Norveç’i İsveç’e bağladı. Norveç, 1905’e kadar İsveç’e bağlı kaldı. 1. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nda denge politikası uyguladı. Bilâhare sosyal-demokrat parti iktidara geldi. 2. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nda Almanlar, İsveç’e girmedi Norveç’e girdiler. Bunun nedeni İsveç kraliyet ailesinin ve tabanın yarısının Naziler’le yakın ilişki içinde olmasıydı. 46’da BM’e katıldı. 73’de başlayan ekonomik kriz 76’da, 1932’den beri iktidarda olan sosyal-demokrat partinin düşmesine yol açtı. SDP 82’de yeniden ve Olof Palme’nin başbakanlığında iktidara geldi. (Olof Palme, 69-76 döneminde de başbakandı). 28 Şubat 1986’da öldürüldü. 94’te yapılan referandumda İsveç halkı AB’ye katılımı kabul etti ve İsveç, 1 Ocak 1995 tarihi itibârıyla AB üyesi oldu. 96’dan bu yana sosyal-demokrat Göran Persson başbakanlık görevini sürdürüyor.
Kuzey Doğu Avrupa’da yer alan İsveç sosyal-demokrat krallığı 449 964 km² toprak üzerinde kurulu. Nüfusu 8 900 000. Pay-i tahtı Stockholm. Belli başlı şehirleri, Göteborg, Malmö, Norrköping, Västeras, Uppsala ve Helsingborg.
Fizikî Coğrafya;
3 tip coğrafî yapı mevcud:
Kuzey İsveç’in nüfusu az. Bataklık ve kayalıklardan zengin olan bu bölgede aynı zamanda çok geniş bir alanda iğne yapraklı çam ormanları mevcud. Laponlar bu bölgede yaşıyorlar, göçebe bir topluluk ve ren geyiği yetiştiriyorlar. Yüksekliği 2123 metreye ulaşan Norrland dağ masifi de bu bölgede yer alıyor. Bu massif , çok sayıda buzulla kaplı.
Merkezî İsveç, mümbit bir ovadan oluşuyor. 300 m.’ye ulaşan birkaç tepe var. Bu bölgede 4 büyük göl bulunuyor: Vanern, Malar, Vattern ve Hjalmar.
Güney İsveç 343 m. yüksekliğinde bir granit platosu üzerinde yükseliyor. Bu plato, güney-doğu ve güney-batı yönünde Småland ve Blekinge’ye doğru iniyor. Güney’de Scania yarımadası mevcud. Burası mümbit bir alan.
İsveç sahillerini çok sayıda ada çevreliyor. Sahil bölgelerinin nüfusu fazla iken, iç bölgelerdeki nüfus düşük.
Millî parası: İsveç kuronu. 1 Euro=9,377 İsveç kuronu.
Gayrı Sâfî Millî Hasıla: 28.162 Euro/Sene.
Kişi başına İç Brüt Üretim: 25.722 Euro
Aktif nüfus: 4. 051 milyon (99 verisi).
Aktif kadın oranı: %68.9
Işsizlik oranı: %5.1 (Erkek %5.3, Kadın %5.5)
Yasal çalışma yaşı: 16
Dünya çapında birincil ürünler: demir, kereste, gümüş.
Başlıca idhâlat: Nakliye makineleri, kimyevî ürünler.
Başlıca ihracat: çelik, demir, kereste, preslenmiş kâğıt, gıda ürünleri.
Ticârî Denge: +17 milyar Euro (TC’nin ki, -250 milyar dollar!)
Enflasyon oranı: Senede +1 (Türkiye’de +50!)
Yıllık büyüme: % 3,8
İsveç, iktisadî mânâda bir refah ülkesi sayılabilir. Ancak, tarihî geleneği ve halkın temâyülleri açısından, hiç de güllük gülistanlık bir yer değil. Neo-Naziler’in, Hristiyan-Demokratlar’ın, Kralcılar’ın ciddî derecede varolduğu bir ülke. TC’ninkinden daha rafine ve en az onunki kadar güçlü bir derin devleti var. Bu fazla dikkat çekmiyor zira, ‘PARA’, herşeyin üstünü örtebiliyor. Yılda ortalama 30.000 dollar (ayda ortalama 2500 dollar) para kazanan adam, farklı zevklerin peşinden koşuyor, derinlik de (imân) olmadığı için herşeyini bu dünya üzerine kuruyor. Öte yandan, özellikle kırsal kesimde ve aristokratlar arasında güçlü olan Hristiyanî değerler herşeyin önüne geçebiliyor. Ayrıca Lutherian mezhebine bağlı olan İsveç’te Lutherian Kilise’nin geleneği de güçlüdür, kraliyeti ve devleti temsil eder. Tradisyonalist yanı ağır basar. Bu gelenek Anna Lindh’i de, Olof Palme’yi de başka bir devlet adamını da tasfiye edecek güçtedir.
Kaynak: H.A. “Akademya’ya Doğru Sitesi”, 2001-2005 (2010 öncesi arşiv makalelerimizde yazarlarımızın adları, açık isimleriyle yayınlandıklarında makalelerini yeniden tashih ihtiyacı duyabilecekleri ihtimaline nazaran, yazarlarımızın talebi olmadıkça sadece isimlerinin baş harfleriyle paylaşılmakta, böylece bu önemli ve değerli arşivimizden kamuoyunun istifadesi amaçlanmaktadır.)